Katarakt, gözün içindeki doğal merceğin şeffaflığını kaybetmesi veya bulanıklaşması sonucu ortaya çıkan yaygın bir göz rahatsızlığıdır. Yaşlanma sürecinin doğal bir parçası olarak kabul edilse de, farklı faktörlere bağlı olarak her yaşta görülebilir. Katarakt, görme keskinliğini azaltarak günlük yaşam aktivitelerini olumsuz etkileyebilir.
Katarakt, ortaya çıkış zamanına göre başlıca iki türe ayrılır:
Göz sağlığınızı korumak ve katarakt gibi göz hastalıklarını erken teşhis etmek için düzenli göz muayeneleri önemlidir:
Gözlerimiz, yaşlanma sürecinden özellikle çabuk etkilenen hassas organlarımızdandır. Yaşın ilerlemesiyle birlikte gözlerde meydana gelen değişimler, görme keskinliğimizi ve genel yaşam kalitemizi önemli ölçüde etkileyebilir. Bu makalede, yaşlanmaya bağlı olarak ortaya çıkan başlıca göz sorunlarını ve bu sorunların potansiyel etkilerini inceleyeceğiz.
Katarakt, yaşlanmaya bağlı olarak en sık görülen görme sorunlarından biridir. Göz merceğinin yaşla birlikte kalınlaşması ve esnekliğini kaybetmesi, katarakt gelişimine zemin hazırlar. Mercek proteinlerinde meydana gelen kimyasal değişiklikler, merceğin bulanıklaşmasına ve sararmasına yol açar. Bu durum, ışığın retinaya ulaşmasını engelleyerek görme bulanıklığına ve görme kaybına neden olabilir.
Kataraktın tek etkili tedavisi, katarakt cerrahisidir. Bu ameliyatta bulanıklaşmış mercek alınır ve yerine yapay bir göz içi merceği yerleştirilir. Katarakt ameliyatı, günümüzde oldukça güvenli ve başarılı bir yöntem olup, hastaların görme yetisini yeniden kazanmalarını sağlar.
Katarakt türleri, oluşum nedenine, merceğin hangi bölgesini etkilediğine ve hastanın yaşına göre sınıflandırılabilir.
En sık karşılaşılan katarakt türleri:
Oluşum Nedenine Göre Katarakt Türleri:
Merceğin Etkilenen Bölgesine Göre Katarakt Türleri:
İkincil Katarakt, katarakt ameliyatı geçirmiş hastalarda görülen ve kataraktın tekrarlaması olarak algılansa da, aslında katarakt ameliyatı sonrası gelişen bir durumdur. Katarakt ameliyatı sırasında, bulanıklaşmış göz merceği alınır, ancak merceği yerinde tutan arka kapsül olarak adlandırılan ince zar bırakılır. Bu zarın zamanla bulanıklaşması veya kalınlaşması, ikincil katarakt olarak adlandırılır.
Travmatik Katarakt, bir göz yaralanması veya travma sonucu göz merceğinin bulanıklaşmasıdır. Bu durum, merceğin normalde saydam olan yapısının hasar görmesiyle ortaya çıkar. Travmatik kataraktlar, yaşa bağlı olarak zaman içinde yavaş gelişen kataraktlardan farklı olarak, travmanın etkisiyle daha ani bir şekilde gelişebilir.
Travmatik katarakt, şu tür yaralanmalar sonucunda oluşabilir:
Travmatik kataraktlar, yaralanma anında hemen ortaya çıkabileceği gibi, yaralanmadan sonraki haftalar, aylar ve hatta yıllar içinde de gelişebilir.
Yaşa bağlı katarakt (senil katarakt), ileri yaşlarda görülen ve göz merceğinin şeffaflığını kaybetmesiyle ortaya çıkan en yaygın katarakt türüdür. Yaşlanma süreciyle birlikte mercekteki proteinlerde meydana gelen değişiklikler, merceğin yavaş yavaş bulanıklaşmasına ve kalınlaşmasına neden olur. Bu durum, ışığın retinaya ulaşmasını engelleyerek görme keskinliğinde azalmaya ve çeşitli görme sorunlarına yol açar.
Senil katarakt, genellikle 55 yaşından sonra görülmeye başlar ve sıklığı yaşla birlikte artar. Bu katarakt tipi, her iki gözü de etkileyebilir, ancak genellikle ilerleme hızı gözler arasında farklılık gösterir.
Doğuştan katarakt (konjenital katarakt), bebeklerin göz merceklerinin doğumda veya doğumdan hemen sonra saydamlığını kaybetmesi durumudur. Normalde ışığı retinaya odaklayarak net görmeyi sağlayan mercek, bu durumda bulanıklaşır ve bebeğin görme yeteneğini olumsuz etkiler.
Konjenital katarakt, tek veya iki gözde de görülebilir ve önlenebilir çocukluk çağı körlük nedenleri arasında önemli bir yer tutar. Bu nedenle erken teşhis ve erken tedavi hayati önem taşır.
Nükleer Katarakt, göz merceğinin merkezinde bulunan nükleus adı verilen bölümün bulanıklaşması sonucu ortaya çıkan bir katarakt türüdür. Bu tür katarakt genellikle yaşlanma sürecinin bir parçası olarak gelişir ve merceğin sertleşmesine ve renginin sarı-kahverengiye dönmesine neden olur.
Nükleer kataraktın ilerlemesiyle, hastalar sıklıkla uzağı görmede zorluk çekerler. İlginç bir şekilde, erken evrelerde hastalar yakın görme yeteneğinde geçici bir iyileşme fark edebilirler; bu durum "ikinci görüş" olarak adlandırılır. Ancak bu durum geçicidir ve katarakt ilerledikçe hem uzak hem de yakın görme bozulur.
Kortikal Katarakt, göz merceğinin dış kısmında, korteks adı verilen bölgesinde meydana gelen bir katarakt türüdür. Bu tür katarakt, merceğin dış katmanlarında beyazımsı, kama şeklinde veya çizgisel bulanıklıklar oluşmasına neden olur.
Kortikal kataraktın gelişiminde, merceğin korteks bölgesindeki su ve protein dengesinin bozulması önemli rol oynar. Bu durum, ışığın retinaya düzgün bir şekilde ulaşmasını engelleyerek görme sorunlarına yol açar.
Subkapsüler Katarakt, göz merceğinin arka yüzeyinde, kapsül adı verilen ince zarın hemen altında gelişen özel bir katarakt türüdür. Bu tür katarakt, görme keskinliğini hızla bozabilen bir özelliğe sahiptir ve diğer katarakt tiplerinden farklı bazı karakteristik özelliklere sahiptir.
Subkapsüler kataraktın en belirgin özelliği, ışığı doğrudan bloke ederek retinaya ulaşmasını engellemesidir. Bu durum, özellikle parlak ışıkta (güneş ışığı, araba farları gibi) ve yakın görme aktivitelerinde (okuma, dikiş) görme keskinliğini önemli ölçüde azaltır. Hastalar, ışık parlaması, kontrast hassasiyetinde azalma ve okuma güçlüğü gibi belirtilerle karşılaşabilirler.
Katarakt, göz merceğinin normalde şeffaf olan yapısının bulanıklaşması sonucu ortaya çıkan yaygın bir göz rahatsızlığıdır. Bu bulanıklaşma, ışığın retinaya ulaşmasını engelleyerek görme sorunlarına neden olur. Peki, katarakt neden olur? kataraktın oluşumunda rol oynayan başlıca faktörler:
Yaşlanma, Kataraktın en sık görülen nedeni yaşlanmadır. Yaşla birlikte merceğin yapısındaki proteinlerde değişiklikler meydana gelir ve mercek zamanla sertleşip bulanıklaşır. Bu süreç genellikle 50 yaşından sonra başlar ve ilerleyen yaşlarda katarakt riski artar.
Diyabet, Şeker hastalığı, katarakt riskini önemli ölçüde artırır. Yüksek kan şekeri seviyeleri, merceğe zarar vererek katarakt oluşumunu hızlandırabilir. Üveit (göz içi iltihabı), retina dekolmanı, glokom gibi diğer göz hastalıkları da katarakt oluşumuna katkıda bulunabilir.
Göz Yaralanmaları, Göze alınan darbeler veya travmalar, merceğin hasar görmesine ve katarakt gelişmesine neden olabilir. Bu tür kataraktlar travma sonrası hemen veya yıllar sonra ortaya çıkabilir.
İlaçlar, Bazı ilaçların uzun süreli kullanımı, katarakt riskini artırabilir. Özellikle kortikosteroidler (steroidler), katarakt oluşumuna katkıda bulunabilir.
Radyasyon, Güneş ışığına veya diğer radyasyon kaynaklarına aşırı maruz kalmak, katarakt riskini artırır. UV ışınları merceğe zarar verebilir.
Sigara ve Alkol Kullanımı, Sigara ve aşırı alkol tüketimi, katarakt gelişme riskini artırır. Bu maddeler, göz sağlığı üzerinde olumsuz etkilere sahip olabilir.
Genetik Faktörler, Ailede katarakt öyküsü bulunması, kişinin katarakt geliştirme riskini artırır. Genetik yatkınlık, kataraktın ortaya çıkışında önemli bir rol oynayabilir.
Doğuştan (Konjenital) Katarakt, Bebeklerde doğumda mevcut olan veya doğumdan kısa bir süre sonra gelişen katarakttır. Genetik faktörler, annenin hamilelik sırasında geçirdiği enfeksiyonlar veya metabolik sorunlar gibi çeşitli nedenlerle ortaya çıkabilir.
Kataraktın oluşum nedenleri çok çeşitli olabilir. Risk faktörlerini bilmek ve düzenli göz muayenesi yaptırmak, erken teşhis ve tedavi açısından önemlidir.
Kataraktın belirtileri, hastalığın ilerleyişine bağlı olarak farklılık gösterebilir. İşte kataraktın yaygın belirtileri:
Kataraktın ilerlemesiyle bu belirtiler zamanla daha da belirginleşebilir.
Katarakt tanısı, görme kaybına neden olabilecek diğer göz hastalıklarından ayırt edilmesi için detaylı bir göz muayenesi gerektirir.
Bu süreç, bir göz doktoru (oftalmolog) tarafından yürütülür ve aşağıdaki aşamaları içerir:
Ayrıntılı Hasta Öyküsü:
Görme Keskinliği Değerlendirmesi:
Göz Bebeği Genişletme (Midriyazis):
Biyomikroskopi (Yarık Lamba) İncelemesi:
Göz İçi Basıncı Ölçümü (Tonometri):
Göz Dibi Muayenesi (Oftalmoskopi/Funduskopi):
Ek Tanısal Testler (Gerekli Durumlarda):
Genellikle bu kapsamlı göz muayenesi sırasında kolaylıkla konulabilir. Ancak, göz doktorunuz, belirtilerinizin diğer nedenlerini dışlamak veya cerrahi müdahale planlaması için ek testlere ihtiyaç duyabilir.
Önemli Not: Erken teşhis ve uygun tedavi planlaması için düzenli göz muayeneleri, özellikle risk faktörü olan kişilerde (ileri yaş, diyabet, steroid kullanımı vb.) büyük önem taşır.
Kataraktın tek etkili tedavisi cerrahidir. İlaçla veya gözlükle kataraktı ortadan kaldırmak ya da ilerlemesini durdurmak mümkün değildir. Katarakt cerrahisinde, bulanıklaşmış göz merceği alınır ve yerine yapay bir mercek (göz içi lensi - GİL) yerleştirilir.
Katarakt ameliyatı, bulanıklaşmış göz merceğinin alınarak yerine yapay bir mercek (göz içi lensi - GİL) yerleştirilmesi işlemidir. Bu cerrahi prosedür, kataraktın neden olduğu görme sorunlarını gidermek ve görme keskinliğini geri kazandırmak amacıyla yapılır.
Katarakt, merceğin bulanıklaşması nedeniyle ışığın retinaya düzgün bir şekilde odaklanamamasına yol açar. Bu durum, görme bulanıklığına, ışığa karşı hassasiyete, gece görüşünde zorluklara ve renk algısında değişikliklere neden olabilir. Katarakt ameliyatı, bu semptomları ortadan kaldırarak hastaların daha iyi görmelerini sağlamayı amaçlar.
Ameliyat Teknikleri:
Yapay Mercek Yerleştirilmesi: Alınan doğal merceğin yerine, göze yapay bir mercek (GİL) yerleştirilir. GİL seçimi hastanın görme ihtiyaçlarına ve yaşam tarzına göre yapılır. Monofokal (tek odaklı), multifokal (çok odaklı) veya torik (astigmatı düzelten) gibi farklı GİL tipleri mevcuttur.
Ameliyat Sonrası Bakım: Ameliyat sonrası, göz doktorunun verdiği talimatlara titizlikle uyulmalıdır. Göz damlaları düzenli olarak kullanılmalı ve belirli aktivitelerden kaçınılmalıdır. İyileşme süreci genellikle hızlıdır ve çoğu hasta birkaç gün içinde normal aktivitelerine dönebilir.
Katarakt ameliyatı, görme kaybına neden olan katarakt sorununu çözmek için etkili bir yöntemdir. Başarılı bir ameliyat, hastaların görme kalitesini önemli ölçüde artırır, bağımsızlıklarını geri kazandırır ve yaşamlarını daha aktif bir şekilde sürdürmelerini sağlar.
Kataraktın oluşumunu tamamen engellemek mümkün olmasa da, bazı önlemler alarak oluşumunu geciktirebilir veya riskini azaltabilirsiniz.
Katarakttan korunmak veya oluşumunu geciktirmek için uygulayabileceğiniz bazı stratejiler:
Unutmayın, bu önlemler katarakt oluşumunu kesin olarak engellemez, ancak riski azaltmaya ve göz sağlığınızı korumaya yardımcı olabilir.
Tedavi edilmezse veya tedavisi sonrası dönemde dikkatli olunmazsa bazı komplikasyonlara yol açabilen bir göz hastalığıdır. Bu komplikasyonlar, hem kataraktın ilerlemesiyle hem de katarakt cerrahisiyle ilişkili olabilir.
Tedavi Edilmemiş Kataraktın Komplikasyonları:
Katarakt Cerrahisi Komplikasyonları:
Katarakt ameliyatı günümüzde oldukça güvenli bir işlem olmasına rağmen, her cerrahi prosedürde olduğu gibi bazı riskler ve komplikasyonlar taşıyabilir. Bu komplikasyonların çoğu nadirdir ve tedavi edilebilir.
Önemli Not: Katarakt cerrahisi komplikasyonları nadir görülür ve çoğu tedavi edilebilir. Ancak herhangi bir göz sağlığı sorunu veya ameliyat sonrası belirti yaşarsanız, derhal bir göz doktoruna başvurmanız önemlidir.
Katarakt, yaygın bir inanışın aksine, yalnızca yaşlıları etkileyen bir durum değildir. Genç bireylerde de katarakt ortaya çıkabilir ve bu durumun altında yatan çeşitli nedenler ve risk faktörleri bulunmaktadır.
Gençlerde katarakt gelişimi, yaşlanmaya bağlı katarakttan farklı nedenlerle tetiklenebilir. İşte en önemli faktörler:
Genç yaşta katarakt belirtileri fark edildiğinde (bulanık görme, ışığa hassasiyet, gece görme sorunları vb.), derhal bir göz doktoruna başvurmak ve kapsamlı bir göz muayenesi yaptırmak önemlidir. Erken teşhis ve uygun tedavi ile görme kaybı önlenebilir ve yaşam kalitesi korunabilir.
Maalesef, günümüzde kataraktın ameliyatsız bir tedavisi yoktur. Katarakt, göz merceğinin bulanıklaşmasıdır ve bu bulanıklığı ortadan kaldıracak bir ilaç, göz damlası veya başka bir yöntem bulunmamaktadır.
Bazı hastalar, internette ya da farklı kaynaklarda "ameliyatsız katarakt tedavisi" adı altında yöntemler duyabilirler. Ancak, bu yöntemlerin bilimsel bir dayanağı yoktur ve kataraktı tedavi etmezler.
Kataraktın tek etkili tedavisi, bulanıklaşmış merceğin cerrahi olarak alınması ve yerine yapay bir mercek (göz içi lensi - GİL) yerleştirilmesidir.
Önemli Not: Kataraktın tedavisi konusunda en doğru bilgiyi bir göz doktorundan (oftalmolog) alabilirsiniz.
A Life Sağlık Grubu olarak, katarakt ameliyatı hizmetlerimiz hakkında bilgi vermek isteriz. Ancak, katarakt ameliyatı fiyatları birçok değişkene bağlı olarak farklılık gösterebilir.
Bu değişkenler şunları içerir:
Bu nedenle, size en doğru ve güncel fiyat bilgisini verebilmemiz için en iyi yol, doğrudan A Life Sağlık Grubu'nun iletişim kanalları aracılığıyla bize ulaşmanız veya bir göz doktoru muayenesi için randevu almanızdır.
Lütfen size ulaşabilmek için aşağıdaki alanları doldurunuz
7/24 tüm soru ve sorunlarınız için buradayız.