Akciğer Kanserinin En Sinsi 9 Belirtisi

Akciğer kanseri, akciğer dokusundaki hücrelerin kontrolsüz bir şekilde çoğalması sonucu oluşan bir hastalıktır. Bu kontrolsüz büyüme, tümör adı verilen kitlelerin oluşmasına yol açar. Ayrıca, kanser hücreleri çevre dokulara yayılabilir (invazyon) veya vücudun diğer bölgelerine sıçrayabilir (metastaz). Dünya genelinde en sık görülen ve en ölümcül kanser türlerinden biridir.

Akciğer Kanserinin Temel Özellikleri:

• Genellikle akciğerlerin hava yollarını (bronşlar, bronşiyoller) veya hava keseciklerini (alveoller) döşeyen hücrelerde başlar.
• Erken evrelerde genellikle belirti vermeyebilir, bu da teşhisin gecikmesine yol açabilir.
• Tedavi seçenekleri kanserin tipine, evresine ve hastanın genel sağlık durumuna göre değişiklik gösterir.

Akciğer kanseri temel olarak iki ana gruba ayrılır:

1. Küçük Hücreli Akciğer Kanseri (KHAK): Tüm akciğer kanserlerinin yaklaşık %10-15'ini oluşturur. Hızlı büyüme ve yayılma eğilimindedir. Genellikle sigara içenlerde görülür ve tanı konulduğunda sıklıkla yayılmış durumdadır.

2. Küçük Hücreli Dışı Akciğer Kanseri (KHDAK): Tüm akciğer kanserlerinin yaklaşık %85-90'ını kapsar. Bu kanserin kendi içinde alt tipleri vardır

   • Adenokarsinom: En sık görülen KHDAK tipidir. Genellikle akciğerin dış kısımlarında başlar ve sigara içmeyenlerde de görülebilir.
   • Skuamöz Hücreli Karsinom: Genellikle akciğerin merkezi kısımlarındaki hava yollarında başlar ve sigara ile güçlü bir ilişkisi vardır.
   • Büyük Hücreli Karsinom: Akciğerin herhangi bir yerinde ortaya çıkabilir ve hızlı büyüme eğilimindedir.

Akciğer kanserinin en önemli nedeni sigara içimidir. Sigara dumanındaki binlerce zararlı madde akciğer hücrelerine zarar vererek kanser gelişimine yol açabilir. Ancak sigara içmeyen kişilerde de akciğer kanseri görülebilir. Diğer risk faktörleri şunlardır:

• Pasif İçicilik: Sigara dumanına maruz kalmak.
• Radon Gazı: Doğal olarak oluşan radyoaktif bir gaz.
• Asbest: Özellikle mesleki maruziyet.
• Hava Kirliliği: Özellikle partikül madde kirliliği.
• Genetik Yatkınlık: Ailede akciğer kanseri öyküsü bulunması.
• Önceki Akciğer Hastalıkları: Kronik obstrüktif akciğer hastalığı (KOAH), akciğer fibrozisi gibi.
• Arsenik: İçme sularında yüksek düzeyde arsenik bulunması.
• Radyasyon Terapisi: Göğüs bölgesine yönelik daha önce alınmış radyasyon tedavisi.

Akciğer kanseri, erken evrelerde genellikle belirgin semptomlar göstermeyen sinsi bir hastalıktır. Bu nedenle, belirtiler ortaya çıktığında hastalık genellikle ilerlemiş olabilir. Ancak bazı sinsi belirtiler erken dönemde fark edilebilir ve erken teşhis için ipuçları sunabilir.

Akciğer kanserinin en sinsi 9 belirtisi:

• Geçmeyen veya Değişen Öksürük
• Düzelmeyen Ses Kısıklığı
• Tekrarlayan Göğüs Enfeksiyonları
• Yorgunluk
• Hırıltı
• Nefes Darlığı
• Göğüs ve Omuz Ağrısı
• Kanlı Balgam

Akciğer dokusunda anormal hücrelerin kontrolsüz bir şekilde büyümesiyle ortaya çıkar. Bu tümörler, çeşitli mekanizmalarla öksürüğe neden olabilir:

• Hava Yollarının Tahrişi: Akciğerdeki bir tümör, bronşları ve bronşiyolleri (küçük hava yolları) doğrudan tahriş edebilir.
• Hava Yollarının Daralması veya Tıkanması: Tümörün büyümesi, hava yollarını daraltabilir veya kısmen tıkayabilir. Bu durum, nefes almayı zorlaştırırken aynı zamanda öksürüğe de neden olabilir.
• Salgı Üretiminin Artması: Akciğer kanseri hücreleri veya tümörün çevresindeki dokular, normalden daha fazla mukus (balgam) üretebilir. 
• Öksürük Refleksini Etkileyen Sinirlerin Uyarılması: Akciğerlerdeki tümörler, öksürük refleksini kontrol eden sinirlere baskı yapabilir. Bu sinirler doğrudan uyarılabilir. Bu durum inatçı bir öksürüğe neden olabilir.
• Önceki Öksürük Alışkanlığında Değişiklik: Sigara içenlerde kronik öksürük yaygın bir durumdur. 

Akciğerlerdeki tümörlerin büyümesiyle çevre dokulara baskı yapabilir veya doğrudan sinirleri etkileyebilir. Ses kısıklığına yol açan temel mekanizma, rekürren laringeal sinirin (nervus laryngeus recurrens) etkilenmesidir. Bu sinir, gırtlağı (larenks) kontrol eden ve ses tellerinin hareketini sağlayan önemli bir sinirdir.

Akciğer tümörleri, akciğerin üst kısmında veya mediastinal lenf nodlarına yayıldığında sorun yaratabilir. Bu durum, sinire baskı yapabilir veya siniri doğrudan etkileyebilir. Bu durum, ses tellerinin normal fonksiyonunu bozarak ses kısıklığına neden olur.

Akciğerlerdeki tümörlerin büyümesiyle çeşitli mekanizmalar aracılığıyla tekrarlayan enfeksiyonlara zemin hazırlayabilir:

• Hava Yollarının Tıkanması veya Daralması: Akciğerde bir tümör olabilir. Bu tümör, bronşları veya daha küçük hava yollarını kısmen veya tamamen tıkayabilir.
• Bağışıklık Sisteminin Zayıflaması: Kanser hücreleri, vücudun genel bağışıklık sistemini baskılayabilir. 
• Tümörün Ülserleşmesi ve Sekonder Enfeksiyonlar: Akciğer tümörleri zaman zaman ülserleşebilir ve bu bölgelerde sekonder bakteriyel enfeksiyonlar gelişebilir. 
• Lenf Düğümlerinin Etkilenmesi: Akciğer kanseri, göğüs boşluğundaki lenf düğümlerine (mediastinal lenf nodları) yayılabilir. 

Akciğer kanseri, vücudu çeşitli şekillerde etkileyerek yorgunluğa neden olabilir:

• Kanser Hücrelerinin Enerji Tüketimi: Kanser hücreleri hızlı bir şekilde büyür ve çoğalır. Bu süreç, vücudun normal hücrelerine kıyasla çok daha fazla enerji harcanmasına yol açar. 
• Metabolik Değişiklikler: Kanser, vücudun normal metabolik süreçlerini bozabilir.
• İştah Kaybı ve Beslenme Yetersizliği: Akciğer kanseri olan bazı kişilerde iştah kaybı ve buna bağlı olarak yetersiz beslenme görülebilir. 
• Anemi (Kansızlık): Akciğer kanseri, kemik iliğini etkileyerek veya kanamaya neden olarak anemiye yol açabilir. 
• Psikolojik Faktörler: Kanser teşhisi ve tedavi süreci, hastalarda stres, anksiyete ve depresyona yol açabilir.
• Sitokinlerin Salgılanması: Kanser hücreleri ve bağışıklık sistemi, sitokin adı verilen maddeler salgılar. Bu maddeler vücutta inflamasyona yol açabilir. 

Akciğer kanseri, hava yollarını çeşitli şekillerde etkileyerek nefes darlığı ve hırıltılı solunuma neden olabilir:

• Hava Yollarının Daralması: Akciğerdeki bir tümör, bronşların veya daha küçük hava yollarının duvarlarına baskı yapabilir. Bu durum, bu dokuların daralmasına neden olabilir. Daralan hava yollarından geçen hava, hırıltılı bir ses çıkarır.
• Hava Yollarının Tıkanması: Tümörün büyümesi, hava yollarını kısmen tıkayabilir. Bu tıkanıklık, havanın geçişini zorlaştırır ve hırıltılı bir sesin oluşmasına neden olabilir.
• Artan Mukus Üretimi: Akciğer kanseri, hava yollarında normalden daha fazla mukus (balgam) üretimine neden olabilir. Bu mukus, hava yollarını daraltarak veya kısmen tıkayarak hırıltıya yol açabilir.
• Tümörün Neden Olduğu İnflamasyon: Akciğer tümörleri çevredeki dokularda inflamasyona (iltihaplanma) neden olabilir. Bu inflamasyon, hava yollarının şişmesine ve daralmasına, dolayısıyla hırıltıya yol açabilir.

Akciğer kanseri, akciğerlerin normal işleyişini çeşitli şekillerde bozarak nefes darlığına yol açabilir:

• Hava Yollarının Daralması veya Tıkanması: Akciğerdeki bir tümör, bronşları ve küçük hava yollarını daraltabilir veya tıkayabilir. Bu durum, akciğerlere yeterli havanın girişini zorlaştırarak nefes darlığına neden olur.
• Akciğer Doku Hasarı: Tümör büyüyebilir ve yayılabilir. Bu, sağlıklı akciğer dokusunu etkileyebilir. Sonuç olarak, akciğerlerin oksijen alışverişi azalabilir. 
• Sıvı Birikimi (Plevral Efüzyon): Akciğer kanseri, akciğer zarları arasında sıvı birikmesine (plevral efüzyon) neden olabilir. Bu sıvı, akciğerlerin tam olarak genişlemesini engelleyerek nefes almayı zorlaştırır.
• Anemi (Kansızlık): Akciğer kanseri, kemik iliğini etkileyerek veya kronik kanamaya yol açarak anemiye neden olabilir. Kandaki oksijen taşıyıcılarının (kırmızı kan hücreleri) azalması, dokulara yeterli oksijen ulaşımını engelleyerek nefes darlığına katkıda bulunabilir.
• Lenf Düğümlerinin Büyümesi: Akciğer kanseri, göğüs boşluğundaki lenf düğümlerine (mediastinal lenf nodları) yayılabilir. Büyüyen lenf düğümleri, hava yollarına veya akciğer dokusuna baskı yaparak nefes darlığına neden olabilir.

Büyüyen tümörlerin çevre dokulara, sinirlere veya kemiklere baskı yapmasıyla göğüs ve omuz ağrısına yol açabilir. Tümörler bu dokuları doğrudan da etkileyebilir

• Tümörün Lokal Büyümesi: Akciğerdeki bir tümör büyüdükçe, akciğer zarına (plevra), göğüs duvarına veya kaburgalara baskı yapabilir. Bu baskı, künt, sürekli veya keskin bir ağrı olarak hissedilebilir.
• Sinir İltihabı veya Baskısı: Akciğerin üst kısmında tümörler bulunabilir. Bu tümörlere Pancoast tümörleri denir. Pancoast tümörleri, omuz ve kola giden sinirlere baskı yapabilir.
• Kemik Metastazı: Akciğer kanseri, kemiklere (özellikle kaburgalar, omurlar ve omuz kemikleri) metastaz yapabilir. Bu durumda, etkilenen kemiklerde ağrı hissedilebilir. Ağrı genellikle sürekli ve geceleri artabilir.
• Plevral Efüzyon: Akciğer kanseri, akciğer zarları arasında sıvı birikmesine (plevral efüzyon) neden olabilir. Bu sıvı, göğüste dolgunluk ve rahatsızlık hissine yol açabileceği gibi, bazen ağrıya da neden olabilir.
• Lenf Düğümlerinin Büyümesi: Göğüs boşluğundaki lenf düğümleri (mediastinal lenf nodları) tümörlerden etkilenebilir. Bu tümörler, çevre dokulara baskı yapar. Bu baskı, göğüs ağrısına yol açabilir.

Çeşitli mekanizmalarla solunum yollarında kanamaya ve dolayısıyla kanlı balgama neden olabilir:

• Tümörün Ülserleşmesi ve Erozyonu: Akciğerdeki bir tümör büyüdükçe, çevredeki kan damarlarına zarar verebilir ve ülserleşebilir (yara oluşumu).
• Tümörün Yeni Damar Oluşumunu Tetiklemesi (Anjiyogenez): Kanser hücreleri, büyüme ve yayılma için yeni kan damarları oluşturur.
• Hava Yollarında Tahriş ve İnflamasyon: Tümörün varlığı, hava yollarında tahrişe ve inflamasyona yol açabilir.
• Bronşektazi (Hava Yollarının Kalıcı Genişlemesi): Akciğer kanseri, hava yollarında tıkanıklığa ve enfeksiyonlara yol açarak bronşektazi gelişimini tetikleyebilir.