Graves hastalığı, bağışıklık sisteminin tiroid bezine saldırdığı otoimmün bir hastalık olup, hipertiroidi (tiroid bezinin aşırı hormon üretmesi) ile sonuçlanır. Bu durum, metabolizmanın hızlanmasına, sinir sisteminin uyarılmasına ve çok çeşitli sistemik belirtilere yol açar. Tiroid hormonlarının dengesizliği, vücudun neredeyse tüm sistemlerini etkileyebilir.
Graves hastalığı en yaygın hipertiroidi nedenidir ve özellikle 30–50 yaş arası kadınlarda daha sık görülür. Tedavi edilmediğinde ciddi komplikasyonlara yol açabilir.
Graves hastalığı, bağışıklık sisteminin tiroid bezini aşırı çalışmaya zorladığı bir otoimmün tirotoksikoz türüdür. Bu durum sonucunda tiroid hormonları (T3 ve T4) kanda normalin çok üzerine çıkar ve birçok organ sistemini etkileyen belirtiler ortaya çıkar. Aşağıda Graves hastalığının en yaygın belirtileri detaylı olarak açıklanmıştır:
Graves hastalığında metabolizma hızı arttığı için kalp sistemi doğrudan etkilenir. Bu da özellikle şu şekillerde kendini gösterir:
İstirahat halinde bile kalp atışında hızlanma (taşikardi). Nabız genellikle dakikada 100'ün üzerindedir.
Ani ve düzensiz kalp atımları (aritmi) ortaya çıkabilir.
Kalp çarpıntısı, uyurken dahi hissedilebilir ve bu durum kişinin uykusunu bölebilir.
Zamanla tedavi edilmezse, kalp ritim bozuklukları ya da kalp yetmezliği gibi ciddi kardiyovasküler sorunlara neden olabilir.
Graves hastalığının en çarpıcı belirtilerinden biri iştah artışına rağmen görülen kilo kaybıdır. Bu durumun nedeni:
Tiroid hormonlarının metabolizmayı hızlandırmasıdır.
Vücut, gıdalarla alınan enerjiden daha fazlasını tüketmeye başlar.
Kişi günde 3-4 öğün yemek yese bile kilo vermeye devam edebilir.
İleri olgularda yağ dokusu ve kas kütlesi hızla azalır.
Bu nedenle ani zayıflama şikayeti olan bireylerde Graves hastalığı akla gelmelidir.
Graves hastalığı yalnızca fiziksel değil, psikolojik belirtilerle de kendini gösterebilir.
Yoğun sinirlilik, tahammülsüzlük ve huzursuzluk sıklıkla görülür.
Hasta, günlük stres faktörlerine karşı aşırı tepkiler verebilir.
Anksiyete (kaygı bozukluğu), çarpıntı ve terlemeyle birlikte panik atakları taklit edebilir.
Konsantrasyon zorluğu, unutkanlık ve dalgınlık gibi bilişsel semptomlar gelişebilir.
Bu semptomlar, tiroid hormonları beyinde sinirsel iletimi etkilediği için oluşur.
Graves hastalığı olan kişilerde ısıya karşı tahammülsüzlük (ısı intoleransı) gelişir. Bu durumun belirtileri şunlardır:
Ortam sıcaklığı normal olmasına rağmen kişi kendini çok sıcak hisseder.
Ciltte nemlilik, özellikle avuç içleri ve ayak tabanlarında artar.
Gece terlemeleri oldukça sık görülür, hasta sabah sırılsıklam uyanabilir.
Yaz aylarında belirtiler daha da şiddetlenebilir.
Tiroid hormonları kas metabolizmasını da etkiler. Bu da zamanla kaslarda erime (atrofi) ve zayıflık oluşturur. En çok etkilenen kas grupları:
Üst bacak kasları (kuadriseps)
Kol kasları (deltoid, biseps)
Hasta, oturur pozisyondan kalkarken veya merdiven çıkarken bacaklarında güçsüzlük hisseder. Ağır eşyaları kaldırmakta zorlanabilir. Bu belirtiler hem günlük yaşamı zorlaştırır hem de kas kaybı nedeniyle uzun vadeli risk oluşturabilir.
Graves hastalığı, gözleri etkileyen tek tiroid hastalığıdır. Bu duruma “Graves oftalmopatisi” adı verilir ve otoimmün bir reaksiyon sonucu ortaya çıkar. Şu göz bulguları görülebilir:
Gözlerin dışa doğru itilmiş gibi görünmesi (egzoftalmi)
Göz kapaklarında şişlik, kızarıklık ve tam kapanmama
Işığa karşı hassasiyet (fotofobi), göz kuruluğu, batma hissi
Çift görme (diplopi), ileri vakalarda görme kaybına kadar ilerleyebilir
Gözler genellikle her iki tarafta etkilenir, ancak tek taraflı da olabilir
Göz belirtileri estetik sorunların ötesinde ciddi bir sağlık problemine işaret edebilir ve ayrı bir uzmanlıkla (göz doktoru ve endokrinoloji iş birliğiyle) takip edilmelidir.
Tiroid hormonları, kadın üreme sistemi üzerinde doğrudan etkili olduğundan, Graves hastalığında aşağıdaki adet problemleri gelişebilir:
Adet gecikmeleri veya adet kanamasının tamamen kesilmesi (amenore)
Adet süresinin kısalması veya düzensiz aralıklarla görülmesi
Adet dönemlerinde yoğun kanama veya azalmış kanama
Hormonal dengenin bozulması nedeniyle yumurtlama problemleri ve kısırlık (infertilite) riski
Bu nedenlerle, özellikle doğurganlık çağındaki kadınlarda adet düzensizliği şikayetlerinde tiroid fonksiyon testleri mutlaka yapılmalıdır.
Graves hastalığında ciltte görülen en tipik değişiklik, nadir bir durum olan pretibial miksödemdir. Bu durum:
Özellikle kaval kemiklerinin (tibia) ön yüzünde görülür,
Deride şişlik, kalınlaşma ve kızarıklık şeklinde kendini gösterir,
Cilt yüzeyi portakal kabuğu görünümünü alabilir,
Ağrısızdır ancak estetik olarak rahatsız edici olabilir.
Pretibial miksödem, Graves hastalığına özgü bir belirtidir ve genellikle hastalık ilerledikçe veya tedavi edilmediğinde ortaya çıkar.
Graves hastalığı, bağışıklık sisteminin yanlışlıkla tiroid bezine saldırdığı otoimmün bir hastalık olarak tanımlanır. Bu hastalıkta, vücut kendi hücrelerini yabancı olarak algılar ve onlara karşı antikorlar üretir. En önemli hedef ise TSH (Tiroid Stimülan Hormon) reseptörleri olur. Bağışıklık sisteminin bir hatası sonucunda TSH reseptörlerine karşı antikorlar (TRAb) üretmesiyle ortaya çıkar. Bu antikorlar:
Tiroid bezini uyararak hormon üretimini artırır
Bez büyür ve guatr oluşur
Sonuç: hipertiroidi tablosu gelişir
Graves hastalığı, bağışıklık sisteminin bir hata sonucu tiroid bezine karşı TSH reseptör antikorları (TRAb) üretmesiyle başlar.
Bu antikorlar, TSH hormonunu taklit ederek tiroid bezini uyarır.
Sürekli uyarılan tiroid bezi, normalden fazla miktarda T3 ve T4 hormonları üretir.
Bu durum tiroid bezinin büyümesine ve guatr oluşumuna yol açar.
Sonuç: Vücutta hipertiroidi (tiroid hormonlarının aşırı üretimi) tablosu gelişir.
TRAb antikorları sadece hormon üretimini değil, aynı zamanda göz dokusu ve cilt altı dokularını da etkileyebilir. Bu nedenle Graves oftalmopatisi ve pretibial miksödem gibi ekstra tiroidal belirtiler ortaya çıkabilir.
Genetik faktörler, Graves hastalığı gelişiminde önemli rol oynar.
Aile bireylerinde Graves hastalığı veya başka bir otoimmün hastalık öyküsü olan kişilerde risk belirgin şekilde artar.
Özellikle birinci derece akrabalarda (anne, baba, kardeş) bu hastalık varsa, kişinin hastalığa yakalanma olasılığı çok daha yüksektir.
HLA genleri, tiroid otoimmünitesinde etkili olan bazı genetik varyasyonlardandır.
Ayrıca CTLA-4, PTPN22 ve CD40 gibi bağışıklık sistemini düzenleyen genlerdeki değişiklikler de Graves hastalığı riskini artırabilir.
Genetik yatkınlık tek başına hastalığı başlatmasa da, çevresel faktörlerle birleştiğinde bağışıklık sisteminin bozulmasına neden olabilir.
Graves hastalığı, kadınlarda erkeklere oranla yaklaşık 7-8 kat daha sık görülür.
Bu farkın nedeni, kadınların bağışıklık sisteminin daha aktif olması ve hormonal dalgalanmalara daha duyarlı hale gelmesidir.
Özellikle ergenlik, hamilelik, doğum sonrası ve menopoz dönemlerinde bağışıklık sistemi dengesiz hale gelebilir.
Bu değişimler, otoimmün hastalıkların ortaya çıkmasına zemin hazırlayabilir.
Bu nedenle kadınlar, tiroidle ilişkili şikâyetleri olduğunda daha dikkatli olmalı ve erken tanı için sağlık kontrollerini ihmal etmemelidir.
Sigara içmek, Graves hastalığı gelişiminde hem tetikleyici hem de hastalığın seyrini kötüleştirici bir faktördür.
Sigara, bağışıklık sisteminde inflamasyon (iltihap) yanıtını artırır.
Graves hastalarında görülen göz problemleri (Graves oftalmopatisi) sigara içenlerde daha sık ve daha şiddetli seyreder.
Sigara, tiroid bezinde serbest radikal hasarını artırarak hastalığın kontrolünü zorlaştırır.
Hastaların büyük bir kısmında tedaviye direnç gelişmesinde sigaranın önemli etkisi olduğu bilinmektedir.
Graves hastalığı teşhisi konulan bireylerin, sigarayı bırakmaları, tedavinin başarısı ve komplikasyon risklerinin azaltılması açısından son derece önemlidir.
Şiddetli ya da kronik stres, bağışıklık sisteminde ciddi değişimlere yol açabilir.
Özellikle travmatik yaşam olayları (kayıplar, boşanma, kazalar, ağır iş stresi) bağışıklık sisteminde dengesizlik yaratır.
Bu durum, vücudun kendi dokularını yabancı gibi algılamasına neden olabilir.
Graves hastalığı olan birçok kişi, hastalık belirtilerinin yoğun stres dönemlerinden sonra başladığını ifade eder.
Stresin, hastalığı doğrudan başlatmaktan ziyade, genetik yatkınlığı olan bireylerde hastalığı tetikleyici rol oynadığı düşünülmektedir.
Kadınların bağışıklık sistemi, hamilelik süresince baskılanmış durumdadır. Bu durum, fetüsün bağışıklık sistemi tarafından reddedilmemesi için gelişmiş bir mekanizmadır. Ancak:
Doğumdan sonra, baskılanmış bağışıklık sistemi tekrar aktif hale gelir.
Bu ani bağışıklık uyarımı, otoimmün hastalıkların tetiklenmesine neden olabilir.
Graves hastalığı, özellikle doğum sonrası ilk 6 ay içinde başlayabilir.
Hamilelik sonrası dönemde tiroid hormonlarında ani değişimler fark eden kadınlar mutlaka bir endokrinoloji uzmanına başvurmalıdır.
Graves hastalığı, başka otoimmün hastalıklarla birlikte aynı kişide bulunabilir. Bu durum, bağışıklık sisteminin genel bir disfonksiyon yaşadığını gösterir. Sıklıkla birlikte görülebileceği hastalıklar:
Tip 1 Diyabet: Pankreasta insülin üreten hücrelere karşı bağışıklık tepkisi gelişir.
Sistemik Lupus Eritematozus (SLE): Tüm vücut dokularına karşı antikor üretimiyle karakterizedir.
Romatoid Artrit: Eklemlerde iltihap oluşturan otoimmün hastalıktır.
Addison Hastalığı: Böbreküstü bezlerinin otoimmün hasarı sonucu ortaya çıkar.
Bu nedenle Graves hastalığı teşhisi konan bireylerde, diğer otoimmün hastalıkların da taranması önemlidir.
Genetik yatkınlık (ailesinde Graves hastalığı olanlar)
Kadın cinsiyeti
Sigara kullanımı
Stres
Hamilelik sonrası dönemde bağışıklık değişiklikleri
Otoimmün hastalıklar (Tip 1 diyabet, SLE gibi)
Graves hastalığı tanısı, hastanın şikâyetleri, doktor muayenesi ve laboratuvar ile görüntüleme testlerinin bir araya getirilmesiyle konulur. Tiroid hormonlarının fazla çalıştığı hipertiroidi durumu saptanırsa, bu durumun Graves hastalığına mı yoksa başka bir tiroid bozukluğuna mı bağlı olduğu belirlenmelidir. İşte bu süreci oluşturan temel adımlar:
Doktor tarafından yapılan fiziksel muayene, Graves hastalığına işaret eden pek çok bulgunun tespit edilmesini sağlar.
Tiroid Bezi Muayenesi: Boynun ön kısmında yer alan tiroid bezi elle kontrol edilir. Graves hastalığında bez genellikle:
Nabız ve Kalp Hızı: Hipertiroidi nedeniyle:
El Titremesi ve Refleksler:
Ellerde ince hızlı titreme tipiktir.
Reflekslerde artış dikkat çekici olabilir.
Cilt ve Terleme:
Cilt genellikle sıcak, nemli ve terli olur.
Isı intoleransı (sıcağa tahammülsüzlük) mevcuttur.
Göz Bulguları: Graves hastalığına özel olan:
Egzoftalmi (gözlerin ileri fırlaması)
Göz kapak çekilmesi (lid retraction)
Işığa hassasiyet, göz kuruluğu gibi bulgular fizik muayenede fark edilebilir.
Fizik muayene, Graves hastalığından şüphelenilmesini sağlar ve tanı testlerine yön verir.
Laboratuvar testleri, tiroid fonksiyonlarını değerlendirmek ve hastalığın Graves hastalığı olup olmadığını kesinleştirmek için yapılır.
TSH düzeyi Graves hastalığında genellikle düşüktür.
Bu, hipofiz bezinin tiroidin fazla çalıştığını fark edip hormon üretimini durdurmaya çalıştığını gösterir.
Graves hastalığında bu hormonların seviyesi yüksek çıkar.
Serbest hormonlar, vücutta aktif olan formlarıdır.
Özellikle FT3 düzeyinde belirgin bir artış, T3 toksikozunu gösterebilir.
Graves hastalığını kesin olarak tanımlayan özel bir antikordur.
TRAb testi pozitifse, bağışıklık sisteminin tiroid bezini uyardığı anlamına gelir.
Tanının netleşmesini sağlar ve ayırıcı tanı için çok değerlidir.
Bu kan testleriyle tiroid fonksiyonları ve otoimmün süreç değerlendirilir.
Tiroid sintigrafisi, tiroid bezinin fonksiyonel olarak nasıl çalıştığını gösteren bir nükleer tıp testidir.
Radyoaktif iyot (I-123) veya teknesyum (Tc-99m) kullanılarak yapılır.
Hastaya radyoaktif madde verilir ve tiroidin bu maddeyi ne kadar ve nasıl tuttuğu görüntülenir.
Graves hastalığında:
Tüm tiroid bezi yaygın ve homojen şekilde radyoaktif maddeyi tutar.
Bu durum, tiroidin tüm dokusunun aşırı aktif olduğunu gösterir.
Graves hastalığında tutulum yaygın ve simetriktir.
Toksik nodüler guatr ya da subakut tiroidit gibi diğer hipertiroidi nedenlerinde görüntüleme farklılık gösterir.
Bu nedenle tiroid sintigrafisi, Graves hastalığı tanısını kesinleştirmek ve ayırıcı tanı yapmak için önemlidir.
Tiroid ultrasonu, tiroid bezinin yapısal özelliklerini değerlendirmek için kullanılır.
Büyüklük: Graves hastalığında tiroid genellikle büyümüş olarak görülür.
Ekojenite: Ultrasonografide bezin iç yapısı hipoekoik (karanlık) olabilir; bu, aktif inflamasyon varlığına işaret eder.
Kanlanma Artışı: Doppler ultrasonla tiroidin kanlanması değerlendirilir. Graves hastalığında:
Bezde yaygın ve belirgin kanlanma artışı mevcuttur.
“Tiroid fırtınası” olarak bilinen görüntüleme bulgusu sık görülür.
Nodüller: Ultrasonografi, Graves hastalığı ile birlikte var olabilecek tiroid nodüllerini saptamada da kullanılır.
Tiroid ultrasonu, yapısal anormalliklerin değerlendirilmesi ve tedavi planlaması açısından kritik öneme sahiptir.
Bazı durumlarda, doktorlar aşağıdaki testleri de isteyebilir:
Anti-TPO ve Anti-Tg Antikorları:
Diğer otoimmün tiroid hastalıklarını ayırmak için kullanılır.
Hashimoto tiroiditiyle karışan durumlarda fikir verir.
Tam Kan Sayımı, Karaciğer Fonksiyon Testleri:
Hastalığın sistemik etkilerini değerlendirmek için istenebilir.
Göz muayenesi:
Egzoftalmi (göz dışa fırlaması) varsa detaylı göz dibi muayenesi, görme keskinliği ve göz hareketleri değerlendirilmelidir.
Graves hastalığı tedavisi, hastanın yaşına, hastalığın şiddetine, göz tutulumu gibi özel durumların varlığına, hastanın tedaviye vereceği yanıt tahminine ve tercihine göre bireyselleştirilir. Tiroid hormonlarının aşırı üretimini baskılamak ve hastalığın belirtilerini kontrol altına almak ana hedeftir. Graves hastalığında üç temel tedavi yöntemi bulunur: ilaç tedavisi, radyoaktif iyot tedavisi ve cerrahi müdahale. Ayrıca, semptomları hafifletmeye yönelik destekleyici tedaviler de uygulanır.
Antitiroid ilaçlar, Graves hastalığının ilk basamak tedavisinde yaygın olarak kullanılır. Bu ilaçlar tiroid bezinde hormon üretimini baskılayarak hipertiroidiyi kontrol altına alır.
Kullanılan İlaçlar:
Metimazol (Tiyamazol): En sık tercih edilen ilaçtır.
Propiltiyourasil (PTU): Özellikle hamileliğin ilk üç ayında veya metimazole karşı alerjisi olan hastalarda tercih edilir.
Etkileri ve Uygulama Süreci:
Tiroid hormonlarının üretimini azaltarak semptomları zamanla hafifletir.
Tedaviye yanıt genellikle haftalar içinde başlar.
Tam remisyon sağlanması amacıyla ilaçlar genellikle 12 ila 18 ay süreyle kullanılır.
Avantajları:
Cerrahi ya da kalıcı hipotiroidi riski olmadan tedavi sağlar.
Özellikle hafif veya orta şiddette Graves hastalığı olanlarda tercih edilir.
Genç yaştaki hastalar ve gebelik planlayan kadınlar için güvenli bir başlangıç yöntemidir.
Dezavantajları ve Riskleri:
Nüks riski vardır. İlaç kesildikten sonra hastalık %50 oranında tekrar edebilir.
Nadiren lökopeni, karaciğer toksisitesi, döküntü ve ateş gibi yan etkiler görülebilir.
Düzenli kan tahlili ve karaciğer fonksiyon testleri ile takip edilmelidir.
Radyoaktif iyot tedavisi, tiroid dokusunu yok etmek amacıyla kullanılan kalıcı bir tedavi seçeneğidir. Tiroid bezi radyoaktif iyodu seçici olarak tutar ve bu maddenin yaydığı ışınlarla tiroid hücreleri harap edilir.
Ağız yoluyla kapsül veya sıvı şeklinde alınır.
Genellikle tek doz yeterli olmakla birlikte bazen ikinci doz gerekebilir.
Etkileri:
Tedaviden sonraki birkaç hafta içinde tiroid hormon üretimi yavaşlar.
Aylar içinde hipotiroidi (yetersiz tiroid çalışması) gelişebilir. Bu durumda ömür boyu levotiroksin adlı tiroid hormonu yerine konur.
Avantajları:
Tedavinin ardından nüks riski çok düşüktür.
Kalıcı çözüm sunar ve cerrahiye göre daha az invazivdir.
Özellikle antitiroid ilaçlarla yan etkiler yaşayan ya da tedaviye yanıt alamayan hastalarda tercih edilir.
Dikkat Edilmesi Gerekenler:
Hamilelikte ve emzirme döneminde kesinlikle uygulanmaz.
Tedavi sonrası belirli bir süre yakın temas ve hamile kalmaktan kaçınılması gerekir.
Göz tutulumu olan hastalarda RAI tedavisi göz şikâyetlerini kötüleştirebilir; bu nedenle kortikosteroidlerle birlikte uygulanabilir.
Total tiroidektomi, tiroid bezinin tamamının cerrahi olarak çıkarılması işlemidir. Graves hastalığında kesin çözüm sağlayan bir tedavi şeklidir, ancak diğer yöntemlere göre daha invazivdir ve cerrahiye bağlı komplikasyon riski vardır.
Uygulama Alanı:
Avantajları:
Dezavantajları ve Riskleri:
Ameliyat, deneyimli bir endokrin cerrah tarafından yapılmalıdır ve sonrasında yakından takip gerektirir.
Beta Blokerler (örneğin Propranolol, Atenolol):
Göz Tutulumu Varsa:
Beslenme ve Yaşam Tarzı Desteği:
Graves hastalığında en uygun tedavi yöntemi hastaya özel olarak planlanır. Aşağıdaki faktörler karar sürecinde etkilidir:
Hastanın yaşı ve genel sağlık durumu
Göz bulgularının varlığı ve şiddeti
Tiroid bezinin büyüklüğü
İlaçlara yanıt ve ilaçlara karşı gelişen yan etkiler
Gebelik durumu veya gebelik planı
Hastanın tedavi tercihi
Graves hastalığının özgül ve ayırt edici bulgularından biri de gözlerdeki değişikliklerdir. Bu duruma Graves oftalmopatisi denir.
Gözlerin ileri doğru çıkması (ekzoftalmi)
Gözlerde kuruluk, yanma, batma hissi
Işığa hassasiyet
Göz kapağı çekilmesi
Çift görme (diplopi)
Gözyaşı damlaları
Kortikosteroid tedavisi
Radyoterapi veya göz cerrahisi (ileri vakalarda)
Graves hastalığı tedavisinde tıbbi yöntemler ön plandadır, ancak bazı destekleyici yaklaşımlar faydalı olabilir:
Yeterli ve kaliteli uyku
Stres yönetimi (meditasyon, yoga, psikolojik destek)
Düşük iyotlu diyet (RAI tedavisi öncesinde)
Kafein tüketiminin azaltılması
Sigaranın bırakılması (özellikle göz hastalığı açısından önemlidir)
Graves hastalığı, genellikle sinsi bir başlangıçla ortaya çıkan, zamanla belirtileri şiddetlenen ve farklı klinik evrelere ayrılan otoimmün kaynaklı bir hipertiroidi hastalığıdır. Her bireyde hastalığın seyri farklı olabilir, ancak genel olarak şu dört ana evre üzerinden ilerler:
Bu evre, hastalığın henüz tam olarak fark edilmediği, ancak bazı erken belirtilerin ortaya çıktığı dönemdir. Tiroid hormon düzeyleri genellikle normal sınırlarda olabilir veya TSH hafif baskılanmış olabilir. Hastalar çoğu zaman bu belirtileri günlük yaşam stresiyle karıştırabilir.
Belirtiler:
Bu Dönemdeki Durum:
Graves hastalığının klinik olarak tanındığı ve en yoğun belirtilerin yaşandığı evredir. Bu dönemde tiroid hormonları (T3 ve T4) belirgin şekilde artmış, TSH ise baskılanmış durumdadır. Hastaların çoğu bu evrede hekime başvurur.
Belirgin Bulgular:
Tanı Bu Dönemde Konur:
Tedavi Bu Dönemde Başlatılır:
Graves hastalığına özgü olan bu evre, bazı hastalarda tiroid bezi normale dönse bile göz bulgularının devam etmesi ile karakterizedir. Göz bulguları hastalıkla birlikte ya da ondan bağımsız olarak gelişebilir.
Kimlerde Görülür?
Göz Belirtileri:
Tedavi ve İzlem:
Not: RAI tedavisi göz bulgularını kötüleştirebilir. Bu nedenle göz bulguları olan hastalarda dikkatli olunmalı ve gerekiyorsa koruyucu steroid tedavisi uygulanmalıdır.
Graves hastalığı tedavi edildikten sonra hastalar düzenli izleme alınmalıdır. Tedaviden sonra kalıcı hipotiroidi gelişmesi yaygındır ve ömür boyu tiroid hormon replasmanı gerekebilir. Bu dönemde hastanın takibi ve yaşam kalitesi oldukça önemlidir.
İlaçla Remisyon:
RAI veya Cerrahi Sonrası Durum:
İzlemde Dikkat Edilmesi Gerekenler:
Graves hastalığı, tedavi edilmediğinde veya uzun süre kontrol altına alınamadığında ciddi ve hatta hayati riskler taşıyan komplikasyonlara yol açabilir. Ayrıca tedavi sürecine bağlı olarak gelişen bazı istenmeyen durumlar da Graves hastalığının komplikasyonları arasında yer alır. Bu nedenle erken tanı, doğru tedavi ve düzenli izlem hayati önem taşır.
Aşağıda Graves hastalığına bağlı gelişebilecek başlıca komplikasyonlar detaylı olarak açıklanmıştır:
Tiroid kriz (thyrotoxic crisis) – acil tıbbi durum
Hipotiroidi (tedavi sonrası)
Doğurganlık sorunları
Graves hastalığına bağlı hipertiroidi, kalbin çalışma düzenini önemli ölçüde etkileyebilir. Tiroid hormonlarının fazlalığı, kalp atış hızını artırarak aritmilere ve özellikle atrial fibrilasyon gelişimine neden olabilir.
Belirtiler:
Önemi:
Uzun süreli hipertiroidi, kemik dokusunun yapısını bozar ve kemik yoğunluğunu azaltır. Bu durum zamanla osteoporoza (kemik erimesi) yol açarak kemiklerin daha kolay kırılmasına neden olabilir.
Belirtiler:
Korunma Yolları:
Tiroid fırtınası, Graves hastalığının nadir ancak hayatı tehdit eden bir komplikasyonudur. Kontrolsüz hipertiroidi olan bireylerde, enfeksiyon, cerrahi girişim, doğum, travma veya stres gibi durumlar bu krizi tetikleyebilir.
Belirtiler:
Acil Müdahale Gerektirir:
Graves hastalığının tedavisinde kullanılan radyoaktif iyot (RAI) veya cerrahi tiroidektomi sonrasında tiroid hormon üretimi azalabilir ve hastada hipotiroidi gelişebilir.
Tiroid bezinin yetersiz çalışması sonucu vücutta tiroid hormonlarının azalmasıdır.
Belirtiler:
Tedavi:
Not:
Graves hastalığı, özellikle kadınlarda üreme sağlığı üzerinde olumsuz etkiler yaratabilir. Yüksek tiroid hormonları hem yumurtlama düzenini bozar hem de gebeliğin sağlıklı ilerlemesini engelleyebilir.
Etkileri:
Gebelikte Riskler:
Öneriler:
Graves hastalığı ile ilişkili komplikasyonlar ciddi sonuçlar doğurabilir. Bu riskleri azaltmak için şunlara dikkat edilmelidir:
Erken tanı ve düzenli doktor takibi
Tiroid hormon düzeylerinin kontrol altında tutulması
Kalp, kemik ve göz sağlığının izlenmesi
Sigara kullanmamak (özellikle göz tutulumu riskini artırır)
İlaçların doktor önerisi dışında kesilmemesi
Gerekirse beslenme ve yaşam tarzı değişiklikleri
Hayır, Graves hastalığı bulaşıcı değildir. Bu hastalık bir otoimmün hastalık olup, bağışıklık sisteminin kendi dokularına saldırması sonucunda gelişir. Her ne kadar çevresel faktörler etkili olsa da, kişiden kişiye temas yoluyla veya solunum, kan gibi yollarla bulaşması söz konusu değildir. Genetik yatkınlık, sigara, stres gibi faktörler hastalığın gelişiminde rol oynayabilir. Bu nedenle hastayla aynı ortamda bulunmak ya da temas etmek, hastalığın bulaşmasına neden olmaz.
Graves hastalığı bazı hastalarda tamamen iyileşebilir, ancak bu her birey için geçerli olmayabilir. Hastalığın seyrine ve bireysel özelliklere bağlı olarak iyileşme değişkenlik gösterir:
İlaç tedavisi ile hastaların %30–40’ında remisyon (hastalık bulgularının kaybolması) sağlanabilir.
Ancak birçok hastada zamanla nüks (tekrar etme) görülebilir.
Remisyon sağlanamayan vakalarda radyoaktif iyot tedavisi veya cerrahi tiroidektomi gibi kalıcı çözümler uygulanabilir.
İyileşme süreci kişiseldir. Bu nedenle uzun dönem izlem ve düzenli kontroller büyük önem taşır.
Evet, Graves hastalığı gebelik sürecini etkileyebilir ve bazı riskler yaratabilir. Yüksek tiroid hormon seviyeleri gebelikte komplikasyonlara neden olabilir:
Düşük, erken doğum, preeklampsi (gebelik zehirlenmesi) ve doğumda düşük kilo riski artar.
Anne adayının Graves hastalığı iyi kontrol altında değilse, fetal tirotoksikoz (bebeğin tiroid bezinin fazla çalışması) görülebilir.
Tedavi edilmemiş hipertiroidi, gebelik sürecinde hem anne hem bebek için hayati risk oluşturabilir.
Gebelik planlayan Graves hastaları mutlaka endokrinolog kontrolünden geçmelidir. Gebelik sırasında antitiroid ilaçların kullanımı titizlikle planlanmalı ve risk-fayda analizi yapılmalıdır. Uygun tedaviyle sağlıklı bir gebelik mümkündür.
Graves hastalığına bağlı olarak gelişen göz şişliği, gözlerde dışa doğru fırlama (egzoftalmi), çift görme ve ışığa hassasiyet gibi bulgular gösterebilir. Bu duruma Graves oftalmopatisi adı verilir.
Hafif olgularda tedaviye yanıtla birlikte şikâyetler gerileyebilir veya tamamen ortadan kalkabilir.
Orta ve ileri derecede göz tutulumu olan hastalarda ise özel tedaviler gerekebilir:
Kortikosteroid tedavisi
Radyoterapi
Orbital dekompresyon cerrahisi
Sigara içen hastalarda Graves göz tutulumu daha ağır seyreder. Bu nedenle sigara mutlaka bırakılmalıdır.
Evet. Eğer Graves hastalığı nedeniyle tiroid bezi cerrahi olarak tamamen (total tiroidektomi) çıkarılmışsa, hasta hayatı boyunca tiroid hormon ilacı (levotiroksin) kullanmak zorundadır.
Tiroid bezi vücuttaki metabolizmayı düzenleyen tiroksin (T4) ve triiyodotironin (T3) hormonlarını üretir. Bu bez çıkarıldığında, bu hormonların doğal yolla üretimi durur. Eksikliği ise ciddi sağlık sorunlarına neden olabilir. Bu nedenle:
Levotiroksin içeren ilaçlar günlük olarak düzenli dozda alınmalıdır.
Kan tahlilleri ile hormon düzeyleri izlenmeli, doz ayarlamaları yapılmalıdır.
Bu tedavi, yaşam kalitesini yükseltir ve normal bir yaşam sürülmesini sağlar.
Graves hastalığının aktif döneminde (hipertiroidi döneminde) metabolizma hızı artar ve bu nedenle hasta genellikle:
Ancak tedavi sonrası, özellikle hormon düzeyleri normale döndüğünde:
Kilo yönetimi için öneriler:
Graves hastalığına bağlı çift görme ve odaklanma problemleri, özellikle göz kaslarını etkilediği için gözlük numaralarının değişmesine neden olabilir.
Gözlerdeki ödem ve kas şişmesi, geçici ya da kalıcı görme bozuklukları oluşturabilir.
Bu nedenle gözlük reçetesi, hastalığın stabil olduğu dönemde yeniden değerlendirilmelidir.
Görme sorunu yaşayan Graves hastaları mutlaka göz hastalıkları uzmanına ve endokrinologa birlikte muayene olmalıdır.
Graves hastalığında genetik yatkınlık önemli bir rol oynar. Ailesinde tiroid hastalığı (özellikle otoimmün tiroid hastalıkları) bulunan bireylerde bu hastalığın gelişme riski daha yüksektir.
Ancak genetik faktörler tek başına yeterli değildir.
Çevresel faktörler (sigara, stres, enfeksiyonlar, doğum sonrası bağışıklık değişimi) de hastalığın ortaya çıkmasında etkilidir.
Bu nedenle ailesinde Graves hastalığı olan bireyler belirtiler konusunda bilinçli olmalı ve düzenli tiroid kontrollerini ihmal etmemelidir.
A Life Sağlık Grubu olarak, Graves hastalığı tanı ve tedavisinde multidisipliner bir yaklaşım benimsemekteyiz:
Endokrinoloji uzmanlarımız ile doğru teşhis ve ilaç tedavisi
Nükleer tıp birimimizde radyoaktif iyot uygulamaları
Göz hastalıkları uzmanlarımız ile Graves oftalmopatisi takibi
Gelişmiş laboratuvar ve görüntüleme hizmetleri
Diyetisyen desteği, hastalığın beslenme ile yönetilmesi açısından önemlidir
A Life Sağlık Grubu, hastalarına bireyselleştirilmiş, güvenilir ve çağdaş tedavi yaklaşımları sunar.
Lütfen size ulaşabilmek için aşağıdaki alanları doldurunuz
7/24 tüm soru ve sorunlarınız için buradayız.