Çiçek hastalığı, tarihte milyonlarca insanın ölümüne neden olmuş, son derece bulaşıcı ve ölümcül bir viral enfeksiyon hastalığıdır. Variola virüsü kaynaklı bu hastalık, 1980 yılında Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından dünya genelinde eradike edilmiş, yani yok edildiği ilan edilmiştir. Ancak hâlâ bazı bilimsel çalışmalarda ve biyoterörizm tartışmalarında yer almaktadır.
Çiçek hastalığı, Variola major ve Variola minor adında iki farklı formda görülebilen, yüksek ateş ve vücutta irinli döküntülerle karakterize edilen bir viral enfeksiyon hastalığıdır. Tarih boyunca birçok salgına yol açmış ve geniş çaplı ölümlere neden olmuştur.
Çiçek hastalığı bulaşıcıdır ve aşağıdaki yollarla yayılabilir:
Solunum yolu ile (damlacık enfeksiyonu)
Enfekte bireylerle doğrudan temas
Kontamine eşyalar (giysi, yatak örtüsü gibi nesneler)
Çiçek hastalığı belirtileri, genellikle enfeksiyondan sonraki 7 ila 17 gün içinde ortaya çıkar. Hastalığın tipik belirtileri şunlardır:
Yüz ve vücutta oluşan döküntüler
İçi sıvı dolu, sonrasında irinleşen kabarcıklar
Bu döküntüler zamanla kabuk bağlar ve iz bırakarak iyileşir. En yoğun döküntüler genellikle yüzde, ellerde ve ayaklarda toplanır.
Çiçek hastalığı, Variola virüsü kaynaklı son derece bulaşıcı ve ölümcül bir enfeksiyon hastalığıdır. Hastalık tipik olarak dört ana klinik evre geçirerek ilerler. Her bir evre, çiçek hastalığının tanınması, yönetimi ve izolasyon süreci açısından büyük önem taşır.
Süre: Ortalama 7 ila 17 gün sürer (genellikle 10-14 gün).
Bulaşıcılık: Bu dönemde hasta bulaşıcı değildir.
Semptomlar: Bu evrede hastada herhangi bir belirti görülmez. Ancak virüs, vücuda girdikten sonra çoğalmaya başlar ve bağışıklık sistemine karşı gizlice yayılır.
Viral Gelişim: Virüs önce üst solunum yolları ve lenf bezlerinde çoğalır, ardından kan dolaşımına geçerek tüm vücuda yayılır. Bu aşama, hastalığın klinik olarak belirgin hale gelmesinin altyapısını oluşturur.
Süre: Genellikle 2 ila 4 gün sürer.
Semptomlar: Hastada genel bir grip benzeri tablo gelişir. Bu belirtiler:
Yüksek ateş (38.5–40°C)
Şiddetli baş ağrısı
Belirgin sırt ve kas ağrıları
Bulantı, bazen kusma
Boğaz ağrısı, iştahsızlık
Tanı açısından önem: Bu dönemde hastalık diğer viral enfeksiyonlarla karıştırılabilir. Ancak çiçek hastalığında ateş genellikle çok yüksek seyreder ve ani başlangıçlıdır. Bu dönem hastanın bulaşıcı hale geldiği ilk evredir.
Lenf bezleri: Bazen lenf bezlerinde büyüme (lenfadenopati) görülebilir.
Süreç başlangıcı: Genellikle ateşin düşmeye başladığı dönemde, yani prodromal evrenin sonunda ortaya çıkar.
Döküntünün yayılımı:
İlk olarak yüzde (özellikle alın ve ağız çevresi) başlar.
Ardından kollara, ellere, bacaklara, ayaklara ve gövdeye yayılır.
Özellikle avuç içi ve ayak tabanları dahil tüm vücutta görülmesi, çiçek hastalığını diğer döküntülü hastalıklardan ayıran önemli bir özelliktir.
Lezyonların gelişim sırası (senkronize):
Makül: Ciltte kırmızı ve düz döküntüler
Papül: Yükselmiş, sert lezyonlar
Vezikül: İçleri berrak sıvı dolu kabarcıklar
Püstül: İrin dolu kabarcıklar
Kabuklanma: Lezyonlar kuruyarak kabuk halini alır ve dökülmeye başlar
Özellik: Lezyonlar tüm vücutta aynı evrede gelişir (bu, suçiçeği gibi hastalıklardan ayırt edilmesinde kritik önemdedir).
Bu dönem oldukça bulaşıcıdır ve hasta mutlaka izole edilmelidir.
Lezyonların durumu: Vücut genelindeki püstüller zamanla kurur, kabuk haline gelir ve kendiliğinden dökülür.
İz kalması: Lezyonların olduğu yerlerde genellikle derin, çukur, kalıcı izler (skarlar) oluşur. Bu izler özellikle yüzde belirgindir ve kişinin yaşam boyu taşıdığı bir çiçek hastalığı işareti haline gelir.
Saç dökülmesi: Yoğun lezyon alanlarında (özellikle kafa derisinde) kalıcı saç dökülmesi (skar alopesi) görülebilir.
Bulaşıcılık: Lezyonlardaki tüm kabuklar tamamen dökülene kadar hasta bulaştırıcıdır. Bu süreç genellikle 3 haftayı bulabilir.
Genel iyilik hali: Kabukların dökülmesiyle birlikte ateş, ağrılar ve halsizlik de azalır. Ancak bağışıklık sistemi zayıf bireylerde bu süreç çok daha ağır seyreder.
Çiçek hastalığı, Variola virüsü kaynaklı ölümcül ve bulaşıcı bir enfeksiyon hastalığıdır. Fakat bu hastalık, her zaman aynı şiddette seyretmez. Variola virüsünün alt türlerine ve hastanın bağışıklık durumuna göre çiçek hastalığı farklı klinik formlarda ortaya çıkabilir. Bu türler hem hastalığın tanısını hem de tedavi sürecini doğrudan etkileyebilir.
Aşağıda, çocuklarda, yetişkinlerde veya aşılı bireylerde farklı şekillerde ortaya çıkabilen çiçek hastalığı türleri detaylı olarak açıklanmıştır.
Tanım: En yaygın ve en ağır seyirli çiçek hastalığı formudur. Geçmiş salgınlarda ölüm oranı oldukça yüksektir.
Ölüm Oranı: Ortalama %30, bazı durumlarda %50’ye kadar çıkabilir.
Belirtiler:
Yüksek ateş (39–40°C)
Şiddetli baş ağrısı ve sırt ağrısı
Yoğun halsizlik ve kas ağrıları
Yüz, kollar, bacaklar ve gövdede yaygın döküntüler
Lezyonlar ağrılıdır ve kabuklandıktan sonra kalıcı iz bırakır.
Süreç:
Lezyonlar tipik olarak aynı evrede gelişir (senkronize).
Veziküller irinle dolar (püstül), ardından kabuklanır.
Kalıcı Etkiler:
İyileşenlerde yüzde derin izler (skarlar)
Göz lezyonlarına bağlı körlük
Yoğun püstüller nedeniyle saç dökülmesi
Kimlerde Görülür?: Aşısız bireylerde ve bağışıklığı zayıf olanlarda daha sık görülür.
Tanım: Daha hafif seyreden, ölümcül riski oldukça düşük olan çiçek hastalığı türüdür.
Ölüm Oranı: Yaklaşık %1 veya daha düşük seviyededir.
Belirtiler:
Hafif ateş ve grip benzeri semptomlar
Döküntü daha az yaygındır
Lezyonlar yüzeyeldir ve iz bırakma ihtimali düşüktür
Klinik Seyir:
Hastalık genellikle kendi kendini sınırlayan bir tablo gösterir.
İyileşme süreci daha kısadır (yaklaşık 2 hafta)
Toplumsal Etki: Yüksek bulaşıcılığına rağmen daha hafif geçmesi nedeniyle geniş salgınlarda ciddi bir ölüm yükü oluşturmaz.
Kimlerde Görülür?: Bağışıklık sistemi güçlü olan bireylerde veya önceden aşılı olanlarda daha sık görülür.
Tanım: En nadir ama en ölümcül seyreden çiçek hastalığı formudur. Klasik döküntüler çoğunlukla görülmez.
Ölüm Oranı: %95’in üzerindedir.
Belirtiler:
Yüksek ateş
Şiddetli iç kanama (deri altında morluklar, burun ve diş eti kanamaları, idrarda kan)
Gözlerde kanlanma
Damar geçirgenliğinin artmasıyla şok tablosu
Cilt Belirtileri:
Tipik döküntü yerine yaygın morarma ve purpura (kanamalar) görülür
Deride kanlı kabarcıklar oluşabilir
Süreç:
Hastalık hızlı başlar ve çoğu zaman ilk haftada ölümle sonuçlanır
Kimlerde Görülür?: Genellikle bağışıklığı zayıf bireylerde ya da önceki hastalıklarla güçsüz düşmüş kişilerde görülür.
Teşhis Zorluğu: Döküntü görülmediği için tanısı diğer çiçek türlerine göre daha zordur.
Tanım: Lezyonların klasik kabarcık haline dönüşmediği, daha düz ve yaygın olduğu çiçek hastalığı formudur.
Ölüm Oranı: %50’ye kadar çıkabilir.
Belirtiler:
Yüksek ateş, şiddetli halsizlik
Ciltte yaygın, düz ve bastırılınca solmayan döküntüler
Klasik püstül veya vezikül oluşumu görülmez
Lezyonlar genellikle ciltle bütünleşmiş, kabarık olmayan yapıdadır
Süreç:
Lezyonlar birleşerek geniş cilt bölgelerinde yayılır
Cilt bütünlüğü bozulabilir, bu da enfeksiyon riskini artırır
Kimlerde Görülür?: Genellikle küçük çocuklarda ya da bağışıklık sistemi baskılanmış kişilerde gelişir.
Ayırıcı Özellik: Lezyonların kabarcıklaşmadan düz kalması ve yaygın cilt tutulumudur.
Çiçek hastalığına karşı etkili bir aşı mevcuttur ve geçmişte dünya çapında yaygın olarak uygulanmıştır. 1977 yılında son vaka Somali’de görülmüş ve ardından toplu aşılamalarla virüs dünya genelinde ortadan kaldırılmıştır.
Aşı şu anda halka açık olarak uygulanmamaktadır; ancak bazı ülkeler biyoterörizm tehditlerine karşı stoklarında çiçek aşısı bulundurmaktadır.
Spesifik bir tedavisi yoktur. Tedavi destekleyici yöntemlerle yapılır:
Ateş düşürücüler
Sıvı takviyesi
Ağrı kesiciler
Enfekte bölgelere yönelik antiseptik uygulamalar
Erken teşhis ve izolasyon hayati önem taşır.
Bugün aktif bir vaka bulunmasa da, geçmişteki uygulamalar göz önünde bulundurularak çiçek hastalığından korunma yolları aşağıdaki gibidir:
Aşılanma
Hasta bireylerden izolasyon
Kişisel hijyen
Kontamine nesnelerle temastan kaçınma
Çiçek hastalığı eradike edilmiş olsa da, bazı ülkelerin laboratuvarlarında Variola virüsünün örnekleri halen saklanmaktadır. Bu da olası biyoterör saldırılarında hastalığın yeniden ortaya çıkabileceği yönünde endişelere neden olmaktadır. Bu yüzden bazı ülkeler hâlen çiçek aşısı stoklamaktadır.
Mısır mumyalarında bile çiçek izlerine rastlanmıştır.
18. yüzyılda Avrupa’da her 3 kişiden 1’i çiçek nedeniyle hayatını kaybetmiştir.
1796 yılında Edward Jenner’in bulduğu çiçek aşısı, modern aşılama sisteminin temelini oluşturmuştur.
DSÖ, 1980 yılında hastalığın tamamen yok edildiğini ilan etmiştir.
Çiçek hastalığı, tarihte milyonlarca insanın ölümüne neden olmuş, çok bulaşıcı ve ölümcül bir viral enfeksiyon hastalığıdır. Aşağıda, halk arasında en sık merak edilen sorulara bilimsel ve güncel bilgiler ışığında yanıtlar verilmiştir:
Hayır, çiçek hastalığı günümüzde doğal yollardan bulaşan bir hastalık olmaktan çıkmıştır. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından yürütülen kapsamlı bir aşılama kampanyası sayesinde, çiçek hastalığı 1980 yılında resmi olarak dünya genelinde eradike edilmiştir, yani tamamen yok edilmiştir.
Ancak bazı laboratuvarlarda araştırma amaçlı olarak çift taraflı güvenlikli örnekleri (ABD ve Rusya'da) hâlen kontrollü şekilde saklanmaktadır. Bu durum, biyolojik silah tehdidi gibi olağan dışı senaryolarda hastalığın tekrar gündeme gelebileceği anlamına gelir. Bu nedenle bazı ülkeler, çocuklukta yapılan aşıların koruyuculuğunu güçlendirmek veya biyoterörizme karşı önlem amacıyla çift dozlu çiçek aşısı stokları bulundurmaktadır.
Evet. Çiçek hastalığı son derece bulaşıcı bir hastalıktır. Virüs vücuda girdikten sonra hızla çoğalır ve şu yollarla bulaşabilir:
Solunum yolu ile bulaşma: Hasta kişinin öksürmesi, hapşırması veya konuşması sırasında havaya saçılan virüs parçacıkları, sağlıklı kişilerin solunum yoluyla enfekte olmasına neden olabilir.
Doğrudan temas: Hastanın döküntüleriyle, kabuklanmış lezyonlarıyla ya da vücut sıvılarıyla doğrudan temas bulaş açısından çok risklidir.
Kontamine eşyalar: Hastaya ait kıyafetler, çarşaflar, havlular gibi kişisel eşyalar virüsü taşır ve başkalarına bulaştırabilir.
Enfekte bireylerle uzun süreli temas: Aynı ortamda kalmak ya da kapalı alanda bulunmak bulaş riskini artırır.
Virüs bulaştıktan sonra kuluçka süresi boyunca (7-17 gün) belirti vermez; bu nedenle hasta kişi farkında olmadan çevresindekilere hastalığı bulaştırabilir.
Günümüzde aktif bir çiçek hastalığı vakası bulunmadığı için toplum genelinde alınması gereken özel bir korunma önlemi bulunmamaktadır. Ancak aşı, çiçek hastalığına karşı en etkili korunma yöntemidir.
Tarihte çiçek hastalığına karşı geliştirilen aşı, ilk etkili aşı örneklerinden biridir ve bağışıklık sistemini virüse karşı hazırlayan yapay bir enfeksiyon oluşturarak etki eder.
Çiçek hastalığı eradike edildiği için 1980’den sonra doğan kişilere rutin olarak çiçek aşısı yapılmamıştır. Ancak bazı ülkeler, biyoterörizm tehdidine karşı acil durumlarda kullanmak üzere aşı stoklamaktadır.
Özel görevlerde çalışan askeri personel, laboratuvar çalışanları veya salgın durumunda risk altında olan gruplar için yeniden aşı programları yapılması planlanabilir.
Günümüzde halk sağlığı açısından çiçek hastalığına yönelik doğrudan korunma ihtiyacı bulunmamakla birlikte, acil müdahale planları birçok ülkenin sağlık politikaları içinde yer almaktadır.
Evet, çocukluk çağı dahil olmak üzere her yaş grubunda çiçek hastalığı son derece ölümcül bir hastalık olarak kabul edilmiştir.
Özellikle Variola Major adı verilen tipi, geçmişteki salgınlarda %30’a varan ölüm oranlarına neden olmuştur. Bağışıklık sistemi zayıf bireylerde veya kötü beslenen toplumlarda bu oran daha da artmıştır.
Variola Minor formu ise daha hafif seyreder ancak ölüm riski yine de %1 civarındadır.
Hemorajik çiçek hastalığı ve flat tip çiçek hastalığı gibi nadir formlar ise neredeyse her zaman ölümle sonuçlanır.
Ölüm, genellikle ağır sistemik enfeksiyon, organ yetmezliği, şok veya ikincil bakteriyel enfeksiyonlar nedeniyle meydana gelir.
Ayrıca hastalığı atlatan kişilerde:
Ciltte kalıcı ve derin izler (skarlar)
Göz tutulumu nedeniyle körlük
Psikolojik travma gibi ciddi kalıcı sonuçlar da sık görülürdü.
A Life Sağlık Grubu, uzman hekim kadrosu, modern laboratuvar altyapısı ve ileri tanı yöntemleri ile bulaşıcı hastalıkların tanı ve tedavisinde hizmet sunmaktadır. Sağlığınızla ilgili tüm sorularınıza doğru ve güvenilir cevaplar almak için bize başvurabilir, web sitemiz üzerinden online randevu alabilirsiniz.
Lütfen size ulaşabilmek için aşağıdaki alanları doldurunuz
7/24 tüm soru ve sorunlarınız için buradayız.