Kalın İğne Biyopsisi

Hızlı Başvuru Formu

Lütfen size ulaşabilmek için aşağıdaki alanları doldurunuz

Kalın İğne Biyopsisi (Tru-cut Biyopsi)

Kalın iğne biyopsisi, şüpheli bir dokunun veya kitlenin daha büyük bir örneğini almak için kullanılan bir tanı yöntemidir. "Tru-cut biyopsi" veya "core biyopsi" olarak da adlandırılan bu işlemde, özel bir iğne kullanılarak doku örneği alınır ve mikroskop altında incelenir. Bu inceleme, hastalığın teşhis ve evrelemesinde önemli bilgiler sağlar.

Kalın iğne biyopsisi (diğer adıyla Tru-cut biyopsi), genellikle kanser gibi ciddi hastalıkların tanısını koymak amacıyla kullanılan etkili bir tıbbi prosedürdür. Bu biyopsi türü, ince iğne biyopsisinden (FNA) farklı olarak, daha büyük bir iğne kullanılarak doku örneği alınmasını sağlar. Tru-cut biyopsisi, özellikle kanser, enfeksiyon, iltihap veya anormal hücresel değişikliklerin teşhis edilmesinde yaygın olarak kullanılır. İğne, genellikle ultrason, bilgisayarlı tomografi (CT) veya manyetik rezonans görüntüleme (MRG) gibi görüntüleme yöntemleri rehberliğinde yönlendirilir. Bu sayede iğne, doğru ve hedeflenen bölgeye ulaşarak doku örneğini alır.

Tru-cut biyopsisi, genellikle lokal anestezi altında yapılır, bu da hastanın işlem sırasında rahat olmasını sağlar. İğne, dokuya girip örnek alırken, genellikle minimal invaziv bir yöntem olduğu için işlem sonrası iyileşme süreci oldukça hızlıdır. Alınan doku örneği, patolojik inceleme için laboratuvara gönderilir ve mikroskop altında değerlendirilir. Tru-cut biyopsisi, daha büyük ve daha sağlam doku örnekleri alarak daha net sonuçlar elde edilmesini sağlar. Bu da hastalığın doğru bir şekilde tanımlanmasına ve tedavi seçeneklerinin belirlenmesine yardımcı olur.

Kal__n_____ne__Biyopsisi_4b7c5707.webp

Kalın İğne Biyopsisi Hangi Durumlarda Kullanılır?

Kalın iğne biyopsisi (Tru-cut biyopsi), özellikle aşağıdaki durumlar için yaygın olarak kullanılır:

  1. Kanser Tanısı: Kalın iğne biyopsisi, kanser şüphesi bulunan hastalarda doğru tanı koymak için tercih edilen bir yöntemdir. Meme, akciğer, karaciğer, prostat, böbrek gibi organlarda bulunan kitlelerin incelenmesinde sıklıkla kullanılır. Büyük doku örnekleri alındığı için kanser hücrelerinin belirlenmesi daha kesin olur.

  2. Meme Kitlelerinin İncelenmesi: Meme kitleleri şüpheli olduğunda, kalın iğne biyopsisi, memedeki anormal hücresel değişiklikleri değerlendirmek için kullanılır. Özellikle mamografi veya ultrason ile tespit edilen kitlesel yapılar için uygundur.

  3. Akciğer Kitleleri ve Nodülleri: Akciğerlerdeki nodüller veya anormal kitleler şüpheli olduğunda, kalın iğne biyopsisi kullanılarak doku örneği alınabilir. Bu sayede akciğer kanseri veya diğer hastalıklar teşhis edilebilir.

  4. Karaciğer ve Diğer Organlardaki Anormal Kitleler: Karaciğer, böbrek veya pankreas gibi organlardaki anormal kitleler de kalın iğne biyopsisi ile incelenebilir. Özellikle hepatit, siroz veya kanser gibi durumların tanısında kullanılır.

  5. Lenf Bezleri: Boyun, koltuk altı veya kasık bölgesindeki lenf bezlerinde büyüme veya sertleşme görüldüğünde, bu bölgeden doku örneği almak için kalın iğne biyopsisi kullanılabilir. Lenfoma veya metastatik kanser gibi hastalıkların teşhisinde önemlidir.

  6. Prostat Kitleleri: Prostat bezinde bulunan anormal kitleler veya nodüller şüpheli olduğunda, kalın iğne biyopsisi, prostat kanseri gibi durumları teşhis etmek için kullanılır.

  7. Enfeksiyon ve İltihap Durumları: Doku örneği alındığında, enfeksiyon veya iltihap gibi durumların tanısının konulmasında da kalın iğne biyopsisi faydalıdır. Örneğin, verem (tüberküloz) gibi enfeksiyonlar veya abse oluşumu durumlarında kullanılabilir.

  8. Kistik Lezyonlar ve Diğer Anormal Dokular: Vücutta herhangi bir kistik lezyon veya diğer anormal dokular tespit edildiğinde, bu bölgelerden doku örneği alınarak lezyonun doğası (iyi huylu, kötü huylu, enfekte vs.) hakkında bilgi edinilebilir.

Kalın iğne biyopsisi, özellikle daha büyük ve sağlam doku örnekleri alındığı için tanı sürecinde daha fazla bilgi sağlayarak, hastalığın daha doğru bir şekilde tanımlanmasına yardımcı olur.

Kalın İğne Biyopsisi Nasıl Yapılır?

Kalın iğne biyopsisi (Tru-cut biyopsi), genellikle lokal anestezi altında yapılan minimal invaziv bir işlemdir. İşlem adımları şu şekilde ilerler:

  1. Hazırlık: İlk olarak, biyopsi yapılacak bölgeyi belirlemek için görüntüleme yöntemleri kullanılır. Bu yöntemler, ultrasonografi, bilgisayarlı tomografi (CT) veya manyetik rezonans görüntüleme (MRG) olabilir. Bu görüntüleme teknikleri, doktorun iğneyi doğru bölgeye yönlendirmesine yardımcı olur.

  2. Anestezi Uygulama: Prosedür sırasında ağrıyı önlemek için lokal anestezi uygulanır. Anestezi, hedef bölgenin etrafındaki dokuyu uyuşturur ve hasta işlem sırasında ağrı hissetmez. Ancak, bazı hastalar, işlem sırasında hafif bir baskı veya rahatsızlık hissi duyabilirler.

  3. İğnenin Yerleştirilmesi: Anestezi sonrası, doktor steril bir alan oluşturur ve kalın bir iğneyi, görüntüleme yöntemlerinden birinin rehberliğinde, biyopsi yapılacak bölgeye yerleştirir. İğne genellikle, hedeflenen kitle veya anormal bölgeden örnek almak için birkaç kez hareket ettirilir. Bu hareketler, iğnenin bölgeye doğru şekilde yerleşmesini sağlar.

  4. Doku Örneği Alınması: Kalın iğne biyopsisinde, özel bir iğne kullanılır ve bu iğne, hedeflenen dokudan doku örneği almak için içeriye doğru ilerler. Tru-cut biyopsisinde, iğne uç kısmında bir kesici mekanizmaya sahiptir ve bu sayede daha büyük bir doku örneği alınır. Birkaç doku örneği alınabilir, bu da tanının doğruluğunu artırır.

  5. İşlemin Sonlandırılması: Doku örnekleri alındıktan sonra, iğne dikkatlice çıkarılır ve biyopsi bölgesi hafifçe bası uygulanarak kanama kontrol altına alınır. İşlem tamamlandığında, genellikle küçük bir yara bandı ile örtülür.

  6. Sonraki Adımlar: Alınan doku örneği, patolojik inceleme için laboratuvara gönderilir. Patologlar, mikroskop altında bu örnekleri değerlendirerek, kanserli hücrelerin varlığını, enfeksiyonları veya diğer hastalıkları araştırır. Sonuçlar birkaç gün içinde elde edilebilir.

Kalın iğne biyopsisi genellikle hızlı bir işlem olup, hastanın hastanede kalmasını gerektirmez. Hasta işlem sonrası kısa bir süre gözlem altında tutulduktan sonra evine dönebilir.

Kalın İğne Biyopsisi Çeşitleri

Kalın iğne biyopsisi (Tru-cut biyopsi), farklı tekniklerle ve çeşitli iğne türleriyle yapılabilir. Her bir çeşit, belirli klinik durumlara ve biyopsi yapılacak bölgeye göre tercih edilebilir. İşte kalın iğne biyopsisinin bazı çeşitleri:

 

1. Kesici İğne Biyopsisi (Cutting Needle Biopsy)

Bu tür biyopsilerde, iğne ucunda özel bir kesici mekanizma bulunur. Kesici iğne, hedeflenen bölgeden doku örneği almak için kullanılır. Genellikle meme, akciğer, karaciğer ve prostat gibi organlardaki kitlelerin değerlendirilmesinde tercih edilir. Bu teknik, daha büyük doku örnekleri alır ve daha güvenilir sonuçlar sağlar.

2. Vakumlu İğne Biyopsisi (Vacuum-Assisted Biopsy)

Bu yöntemde, iğnenin içine vakum uygulayarak doku örneği alınır. Vakumlu sistem, doku örneğini daha etkili bir şekilde toplar ve genellikle daha büyük, daha iyi kaliteli örnekler elde edilmesini sağlar. Vakumlu iğne biyopsisi, özellikle meme kanseri taramalarında, kılcal damarlar ve kistler gibi zorlu bölgelerde tercih edilebilir.

3. Motorlu İğne Biyopsisi (Motorized Needle Biopsy)

Bu tür biyopsi, motorlu bir cihazla desteklenen iğneler kullanılarak yapılır. Motorlu iğne biyopsisi, genellikle daha derin dokulardan doku örneği almak için kullanılır. Motor, iğneyi daha hızlı ve etkili bir şekilde hedef bölgeye yönlendirir, bu da işlem süresini kısaltabilir.

4. Ultrason Rehberliğinde Kalın İğne Biyopsisi

Ultrasonografi, biyopsi yapılan bölgenin görüntülenmesi için yaygın olarak kullanılan bir yöntemdir. Ultrason rehberliğinde yapılan kalın iğne biyopsisi, anormal dokunun tam yerini tespit etmek ve iğneyi doğru bir şekilde yönlendirmek için kullanılır. Bu yöntem, meme, karaciğer, böbrek gibi organlarda yaygın olarak uygulanır.

5. CT Rehberliğinde Kalın İğne Biyopsisi

Bilgisayarlı tomografi (CT) taraması, kalın iğne biyopsisinin daha derin ve ulaşılması zor bölgelerde yapılmasını sağlar. Akciğer, karaciğer ve pankreas gibi organlarda CT rehberliğinde biyopsi yapılarak, doğru doku örneği alınabilir.

6. Mikroskopik İğne Biyopsisi (Microscopic Needle Biopsy)

Bu çeşit biyopsi, daha ince ve hassas doku örnekleri almak için kullanılan özel bir iğne türüdür. Genellikle sinirler veya damarlar gibi hassas bölgelerde kullanılır.

Her bir biyopsi türü, belirli bir bölgedeki doku yapısına ve hastalığın seyrine bağlı olarak tercih edilebilir. Uygulama yöntemi ve kullanılan iğne türü, hastanın durumu ve doktorun kararına göre belirlenir.

Kalın İğne Biyopsisi'nin Avantajları Nelerdir?

Kalın iğne biyopsisinin (Tru-cut biyopsi) birçok avantajı vardır, bu da onu tanı sürecinde yaygın olarak tercih edilen bir yöntem yapar. İşte kalın iğne biyopsisinin başlıca avantajları:

  1. Yüksek Tanı Doğruluğu: Kalın iğne biyopsisi, ince iğne biyopsisine göre daha büyük doku örnekleri alır. Bu, patolojik incelemede daha fazla hücresel detay sağladığı için tanı doğruluğunu artırır. Özellikle kanser tanısında, daha net sonuçlar elde edilmesini sağlar.

  2. Minimal İnvaziv: Kalın iğne biyopsisi, cerrahi işlemlerden çok daha az invaziv bir yöntemdir. Ciltte küçük bir delik açılarak yapılır, bu da hastanın iyileşme sürecini hızlandırır ve komplikasyon riskini azaltır.

  3. Yerel Anestezi ile Yapılabilmesi: Bu işlem genellikle lokal anestezi altında yapılır, yani hasta işlem sırasında uyanıktır ancak ağrı hissetmez. Genel anestezi gerektirmediği için hastanın iyileşme süresi daha kısa olur ve hastanede kalma süresi kısalır.

  4. Kısa Süreli İyileşme: Kalın iğne biyopsisi sonrası hastalar genellikle aynı gün taburcu olabilir ve normal yaşamlarına hızlıca dönebilirler. İyileşme süresi genellikle kısa olup, minimal ağrı ve komplikasyon ile atlatılır.

  5. Çeşitli Organlarda Uygulama Kolaylığı: Kalın iğne biyopsisi, meme, akciğer, karaciğer, böbrek, prostat ve lenf bezleri gibi birçok organ ve dokuda uygulanabilir. Ultrason, CT veya MR rehberliğinde yapılan biyopsiler, doğru bölgeden doku örneği alınmasını sağlar.

  6. Hızlı Sonuçlar: Doku örneği alındıktan sonra, laboratuvarda yapılan incelemeler genellikle birkaç gün içinde tamamlanır. Bu da hastaların daha hızlı bir şekilde sonuç almasını sağlar.

  7. Daha Az Komplikasyon Riski: Kalın iğne biyopsisi, cerrahi bir müdahale gerektirmediği için enfeksiyon, kanama veya anesteziye bağlı komplikasyon riski daha düşüktür. Ayrıca, doku örneği alma işlemi sırasında ciddi damar veya sinir hasarı riski minimaldir.

  8. Kişiye Özel Tedavi Planı Oluşturulması: Bu biyopsi türü, hastanın durumuna dair daha kapsamlı bilgi sağladığı için, doğru bir tanı konulmasına ve tedavi seçeneklerinin kişiye özel şekilde belirlenmesine yardımcı olur.

  9. Hedeflenen Doku Örneği Alımı: Görüntüleme teknikleri ile rehberlik edilen kalın iğne biyopsisi, doku örneğinin doğru bir şekilde alınmasını sağlar. Özellikle derin bölgelerde veya küçük kitlesel yapılar için oldukça etkilidir.

Bu avantajlar, kalın iğne biyopsisini tanı sürecinde önemli bir seçenek haline getirir ve hastaların tedavi sürecinin erken aşamalarında doğru sonuçlara ulaşmalarını sağlar.

 

Kalın İğne Biyopsisi'nin Riskleri Nelerdir?

Kalın iğne biyopsisi, genellikle güvenli bir işlem olsa da, bazı riskler ve komplikasyonlar içerebilir. Bu riskler nadir olmakla birlikte, hastaların işlem sonrası dikkatli olmaları ve herhangi bir sorun fark ettiklerinde sağlık profesyonellerine başvurmaları önemlidir. İşte kalın iğne biyopsisinin bazı potansiyel riskleri:

  1. Kanama: Biyopsi yapılan bölgede kanama meydana gelebilir. Çoğu zaman bu kanama hafif ve geçicidir, ancak bazı durumlarda kanama devam edebilir ve bu durumda müdahale gerekebilir. Kanama riski, özellikle kanama bozukluğu olan hastalarda daha yüksek olabilir.

  2. Enfeksiyon: Herhangi bir invaziv işlemde olduğu gibi, kalın iğne biyopsisinde de enfeksiyon riski bulunur. Biyopsi yapılan bölgede mikroorganizmaların girmesi, enfeksiyon gelişmesine yol açabilir. Enfeksiyon, şişlik, kızarıklık, aşırı ağrı ve ateş gibi belirtilerle kendini gösterebilir.

  3. Ağrı ve Rahatsızlık: İşlem sonrası bazı hastalar biyopsi yapılan bölgede ağrı veya rahatsızlık hissedebilir. Bu genellikle geçici olup, ağrı kesicilerle kontrol altına alınabilir. Ancak, aşırı ağrı durumunda doktorla iletişime geçilmesi önemlidir.

  4. Şişlik ve Morarma: Biyopsi yapılan bölge üzerinde şişlik veya morarma oluşması oldukça yaygındır. Bu genellikle zararsızdır ve birkaç gün içinde kendiliğinden iyileşir. Ancak şişlik veya morarmanın çok belirgin hale gelmesi durumunda, uzman bir doktora danışılmalıdır.

  5. Doku Hasarı: Kalın iğne biyopsisi sırasında iğne, çevre dokulara zarar verebilir. Bu, genellikle nadir bir durumdur ve daha çok biyopsinin yapıldığı bölgeye bağlıdır. Örneğin, sinirler, damarlar veya önemli organlar hasar görebilir, ancak bu tür komplikasyonlar uzmanlık ve dikkat gerektiren işlemlerle önlenebilir.

  6. Hedef Dışı Doku Alımı (Sampling Error): Kalın iğne biyopsisinde, bazen doğru doku örneği alınamayabilir. Bu durum, biyopsi yapılan alanın iyi hedeflenememesi veya örneğin yeterli büyüklükte olmaması nedeniyle gerçekleşebilir. Bu tür durumlar, biyopsinin tekrarlanmasını gerektirebilir.

  7. Pnömotoraks (Akciğer İle İlgili Riskler): Özellikle akciğer biyopsisi sırasında, iğne akciğer zarına zarar verebilir ve hava sızıntısına (pnömotoraks) neden olabilir. Bu durum, akciğerin çökmesine yol açabilir ve genellikle hastaneye yatış ve ek tedavi gerektirir. Ancak, pnömotoraks riski düşük olmakla birlikte, dikkatli teknikle önlenebilir.

  8. Alerjik Reaksiyonlar: Nadiren, biyopsi sırasında kullanılan anestezi veya ilaçlara karşı alerjik reaksiyonlar gelişebilir. Alerjik reaksiyonlar cilt döküntüsü, kaşıntı, nefes darlığı veya şişlik gibi belirtilerle kendini gösterebilir. Bu tür durumlarda hemen müdahale edilmesi gerekebilir.

  9. Psikolojik Etkiler: Kalın iğne biyopsisi sonrası, hastalarda kaygı veya stres gibi psikolojik etkiler ortaya çıkabilir. Özellikle kanser şüphesi ile biyopsi yapılıyorsa, hasta psikolojik olarak endişe duyabilir. Bu durumda, hastanın duygusal destek alması önemli olabilir.

Kalın iğne biyopsisinin riskleri, çoğu zaman minimaldir ve uzman bir doktor tarafından doğru teknikle uygulandığında komplikasyon riski oldukça düşer. Ancak, işlem sonrası herhangi bir şüphe veya endişe durumunda, hastaların mutlaka doktorlarına başvurmaları önemlidir.

 

Kalın İğne Biyopsisi Sonrası Nelere Dikkat Edilmelidir?

Kalın iğne biyopsisi sonrası, hastaların iyileşme sürecinin hızlı ve sorunsuz geçmesi için bazı önemli noktalara dikkat edilmesi gerekir. İşte kalın iğne biyopsisi sonrası dikkat edilmesi gerekenler:

  1. İyileşme Alanını Temiz Tutma: Biyopsi yapılan bölgeyi temiz ve kuru tutmak önemlidir. Enfeksiyon riskini azaltmak için yara bölgesine su değdirmemek ve yaranın üzerine steril bir bandaj yerleştirilmesi tavsiye edilir.

  2. Ağrı Kontrolü: İşlem sonrası hafif bir ağrı, şişlik veya rahatsızlık hissi olabilir. Doktorun önerdiği ağrı kesiciler (genellikle reçetesiz satılan ilaçlar) kullanılabilir. Ancak, aşırı ağrı durumunda mutlaka doktorla iletişime geçilmelidir.

  3. Fiziksel Aktivitelere Dikkat: İlk birkaç gün, biyopsi yapılan bölgeyi zorlamaktan kaçınılmalıdır. Özellikle ağır kaldırma, aşırı hareket veya egzersiz gibi aktivitelerden kaçınılmalıdır. Bu tür hareketler, kanamayı artırabilir veya iyileşme sürecini olumsuz etkileyebilir.

  4. Kanama Kontrolü: İşlem sonrası hafif kanamalar normal olabilir. Ancak, kanama devam ederse veya yara bölgesinde yoğun morarma oluşursa, hemen bir doktora başvurulmalıdır. Aşırı kanama durumunda, yara bölgesine hafif bir bası yapılabilir.

  5. İlaç Kullanımı: Eğer doktor antibiyotik veya başka ilaçlar reçetelendiyse, bu ilaçların düzenli olarak kullanılması gereklidir. Bu ilaçlar, enfeksiyon riskini azaltabilir veya iyileşme sürecini destekleyebilir.

  6. Enfeksiyon Belirtilerine Dikkat: Biyopsi yapılan alanda kızarıklık, şişlik, aşırı ağrı veya sıcaklık artışı gibi enfeksiyon belirtileri gözlemlenirse, bir sağlık profesyoneline başvurulmalıdır. Enfeksiyon, zamanında müdahale edilmezse ciddi sorunlara yol açabilir.

  7. Sonuçların Takip Edilmesi: Kalın iğne biyopsisinden alınan doku örneği, patolojik inceleme için gönderilecektir. Sonuçlar birkaç gün içinde çıkabilir, bu yüzden doktorun belirlediği tarihte sonuçları almak ve tedaviye yönelik adımları planlamak önemlidir.

  8. Doktorun Talimatlarına Uymak: Biyopsi sonrası iyileşme süreci kişisel sağlık durumuna bağlı olarak değişebilir. Bu nedenle, doktorun verdiği tüm talimatlara harfiyen uyulması önemlidir. Eğer herhangi bir endişe veya şüpheli durum gelişirse, derhal doktorla iletişime geçilmelidir.

  9. Biyopsi Alanında Şişlik ve Morarma: İşlem sonrası biyopsi alanında hafif morarma ve şişlik olabilir. Bu genellikle geçici bir durumdur. Ancak şişlik ve morarmanın şiddetli hale gelmesi durumunda, bir sağlık profesyoneline başvurulmalıdır.

  10. Takip Randevuları: Biyopsi sonrasında doktorunuz, sonuçların değerlendirilmesi ve herhangi bir ek tedavi veya izleme gereksinimleri için bir takip randevusu verebilir. Bu randevulara katılmak, tedavi sürecinin doğru bir şekilde izlenmesi için önemlidir.

Bu önerilere dikkat ederek, kalın iğne biyopsisinden sonra iyileşme süreci genellikle sorunsuz bir şekilde tamamlanabilir. Yine de, herhangi bir şüphe veya problem durumunda, mutlaka doktorla iletişime geçilmesi gerekir. 

 
 
 

Kalın İğne Biyopsisi Sonuçları Ne Zaman Çıkar?

Kalın iğne biyopsisi sonuçları genellikle birkaç gün içinde çıkar. Patolog, doku örneğini mikroskop altında inceler ve bir rapor hazırlar. Bu raporda, dokunun normal mi yoksa anormal mi olduğu, anormal ise hangi tür bir hastalık olduğu belirtilir.

Kalın İğne Biyopsisi Nerede Yapılır?

Kalın iğne biyopsisi, hastanelerin radyoloji bölümlerinde ve bazı özel tıp merkezlerinde yapılabilir. İşlemi yapacak doktorun deneyimli bir radyolog olması önemlidir.

A Life Sağlık Grubu

A Life Sağlık Grubu, kalın iğne biyopsisi gibi birçok tanı ve tedavi hizmeti sunan önde gelen bir sağlık kuruluşudur. Deneyimli ve uzman kadrosuyla, hasta odaklı bir yaklaşımla hizmet vermektedir. A Life Sağlık Grubu'nda kalın iğne biyopsisi, son teknoloji görüntüleme cihazları ve teknikleri kullanılarak güvenli ve konforlu bir şekilde yapılmaktadır.

Kalın İğne Biyopsisi

Hızlı Başvuru Formu

Lütfen size ulaşabilmek için aşağıdaki alanları doldurunuz

İlgili Birimler
İlgili Hekimler
Mustafa Kemal Atikeler
Prof. Dr. Mustafa Kemal Atikeler

Üroloji

Hasan Zafer Acar
Prof. Dr. Hasan Zafer Acar

Genel Cerrahi

Bahadır Külah
Prof. Dr. Bahadır Külah

Genel Cerrahi

Fahri Yetişir
Prof. Dr. Fahri Yetişir

Genel Cerrahi

Abdullah Özdemir
Op. Dr. Abdullah Özdemir

Genel Cerrahi

Hayati Aslantaş
Op. Dr. Hayati Aslantaş

Genel Cerrahi

Sevtap Düzgünçınar
Uzm. Dr. Sevtap Düzgünçınar

Göğüs Hastalıkları

Ramazan Tiken
Uzm. Dr. Ramazan Tiken

Radyoloji

Cihan Kutluca
Uzm. Dr. Cihan Kutluca

Radyoloji

Benzer İçerikler

Yardıma mı ihtiyacınız var ?

7/24 tüm soru ve sorunlarınız için buradayız.