Fibrinojen, karaciğer tarafından üretilen, kanın pıhtılaşma sürecinde kritik rol oynayan bir proteindir. Yaralanma ve kanama durumlarında, fibrinojen kan pıhtılarının oluşumuna yardımcı olur ve böylece kanamayı durdurur. Fibrin, fibrinojenin dönüşümü ile oluşur ve bu protein kan pıhtılarının oluşumunda anahtar rol oynar, kanamaların durmasına ve yaraların iyileşmesine yardımcı olur.
Kandaki fibrinojen seviyesi, fibrinojen testiyle ölçülür. Bu test, vücuttaki pıhtılaşma sürecinin düzgün işleyip işlemediğini belirlemek için kullanılır. Fibrinojen seviyesinin yüksekliği veya düşüklüğü, çeşitli sağlık sorunlarının göstergesi olabilir.
Fibrinojen Yüksekliği: Vücutta fazla fibrinojen bulunduğunu gösterir ve genellikle iltihap, enfeksiyonlar, kalp hastalıkları veya bazı kanser türleriyle ilişkilidir. Yüksek fibrinojen seviyeleri, aşırı pıhtılaşma ve damar tıkanıklığı riskini artırabilir.
Fibrinojen Düşüklüğü: Fibrinojen seviyesi düşük olduğunda, kanama riski artar çünkü pıhtılaşma yeterince etkin gerçekleşmez. Fibrinojen düşüklüğü genellikle karaciğer hastalıkları, kanama bozuklukları veya bazı genetik hastalıklar ile bağlantılıdır.
Fibrinojen, kan damarlarında zarar oluştuğunda vücudun ilk yanıtlarından birini oluşturur. Kanama başladığında, fibrinojen hızla pıhtılaşma sürecine katılır ve pıhtının oluşmasına yardımcı olarak kan kaybını engeller. Yani, fibrinojen, vücudun iyileşme sürecinde oldukça kritik bir proteindir.
Fibrinojen testi, kandaki fibrinojen seviyesini ölçerek kanın pıhtılaşma sürecinin sağlıklı olup olmadığını değerlendirmek için kullanılan bir testtir. Kanın pıhtılaşmasını sağlayan önemli bir protein olan fibrinojen, vücutta düşük veya yüksek seviyelerde bulunduğunda sağlık sorunlarına yol açabilir.
Düşük fibrinojen seviyesi, kanın pıhtılaşmasını zorlaştırarak aşırı kanamalara neden olabilir.
Yüksek fibrinojen seviyesi, damar tıkanıklığı, kalp krizi ve inme gibi ciddi rahatsızlıkların riskini artırabilir.
Doktorlar, aşağıdaki belirtiler görüldüğünde fibrinojen testi isteyebilir:
✅ Kanama belirtileri:
Aşırı veya uzun süren kanamalar
İdrarda veya dışkıda kan görülmesi
Kan tükürme veya öksürme
Dalak yırtılması gibi ciddi travmalar
✅ Pıhtılaşma bozuklukları ve riskli durumlar:
Atipik pıhtılaşma nedeniyle yapılan APTT (Aktive Parsiyel Tromboplastin Zamanı) testi sonuçlarının anormal olması
Damar içinde aşırı pıhtılaşma belirtileri (dissemine intravasküler koagülopati - DIC)
Kan pıhtılaşma bozuklukları ile ilgili hastalık şüphesi
Genetik pıhtılaşma hastalıkları ve faktör eksiklikleri
Tekrarlayan düşükler ve hamilelikte pıhtılaşma sorunları
Fibrinojen testi, basit bir kan testi olup genellikle aç karnına yapılır. Kan örneği laboratuvara gönderilir ve fibrinojen seviyesi ölçülerek doktor tarafından değerlendirilir.
Normal fibrinojen seviyesi:
Genellikle 200-400 mg/dL arasında kabul edilir. Ancak, test sonuçları kişinin sağlık durumuna göre değişebilir ve doktor tarafından yorumlanmalıdır.
Özetle:
Fibrinojen testi, kanama ve pıhtılaşma sorunlarının teşhisinde önemli bir testtir. Doktor, belirtilere ve hastanın öyküsüne bağlı olarak bu testi isteyebilir ve sonuçlara göre uygun tedavi planı belirlenir.
Fibrinojen seviyesi, doktor tarafından yapılan fibrinojen testi ile ölçülür ve kan pıhtılaşma sürecinin sağlıklı olup olmadığını değerlendirmek için kullanılır.
Normal fibrinojen seviyesi: 200 - 400 mg/dL
Bu aralık, sağlıklı bireylerde genel olarak kabul edilen referans değerlerdir. Ancak kişinin yaşına, sağlık durumuna ve kullanılan ilaçlara bağlı olarak doktor farklı değerlendirmeler yapabilir.
Fibrinojen Düşüklüğü (<200 mg/dL):
Kanın pıhtılaşmasını zorlaştırır.
Aşırı kanamalara neden olabilir.
Karaciğer hastalıkları, yaygın damar içi pıhtılaşma (DIC) ve bazı genetik hastalıklarla ilişkili olabilir.
Fibrinojen Yüksekliği (>400 mg/dL):
Kalp krizi, inme ve damar tıkanıklığı riskini artırır.
Kronik iltihaplanmalar, enfeksiyonlar ve bazı kanser türleriyle bağlantılı olabilir.
Sonuç olarak, fibrinojen seviyesinin 200-400 mg/dL aralığında olması gerekir. Bu değerlerin dışına çıkan sonuçlar, pıhtılaşma sorunlarına veya başka hastalıklara işaret edebilir. Doktorun önerileri doğrultusunda gerekli önlemlerin alınması önemlidir.
Fibrinojen yüksekliği, kandaki fibrinojen seviyesinin 200-400 mg/dL aralığının üzerine çıkması durumudur. Bu durum, kanın pıhtılaşmaya daha yatkın hale gelmesine ve kalp krizi, inme gibi ciddi sağlık sorunlarına yol açabilecek pıhtı oluşumuna neden olabilir.
Fibrinojen yüksekliği, aynı zamanda D-dimer seviyesinin artmasına sebebiyet verebilir. Bu durum, vücutta aktif pıhtı oluşumu ve çözünme sürecinin devam ettiğinin bir göstergesidir. Fibrinojen seviyesinin uzun süre yüksek kalması kronik fibrinojen yüksekliği olarak adlandırılır ve çeşitli hastalıklarla ilişkili olabilir.
Fibrinojen yüksekliği, çeşitli sağlık sorunlarından kaynaklanabilir. Kandaki fibrinojen seviyesinin yükselmesine neden olan başlıca faktörler şunlardır:
İltihaplanma (Enflamasyon): Vücutta meydana gelen iltihaplanmalar, bağışıklık sisteminin tepki vermesine neden olur ve fibrinojen üretimini artırabilir.
Böbrek Yetmezliği: Böbrek fonksiyonlarının bozulması, kandaki protein dengesini etkileyerek fibrinojen seviyesinin yükselmesine yol açabilir.
Tümörler: Bazı kanser türleri ve tümörler, vücudun kan pıhtılaşma sistemini etkileyerek fibrinojen üretimini artırabilir.
Kanama: Yoğun kan kaybı, vücudun kendini koruma mekanizması olarak pıhtılaşmayı artırmasına neden olur.
Sigara Kullanımı: Sigara içmek, damar sağlığını olumsuz etkileyerek fibrinojen seviyesinin yükselmesine sebep olabilir.
Yanıklar ve Travmalar: Ciddi yanıklar ve travmalar, vücutta stres yanıtını tetikleyerek fibrinojen üretimini artırabilir.
Diyabet (Şeker Hastalığı): Şeker hastalığı, damar sağlığını etkileyerek fibrinojen seviyesinin yüksek olmasına neden olabilir.
Fibrinojen yüksekliği genellikle belirti vermez ve çoğu zaman rutin bir kan testi sırasında tesadüfen tespit edilir. Ancak, bazı durumlarda aşağıdaki belirtiler görülebilir:
Eğer bu belirtilerden herhangi birini yaşıyorsanız, doktorunuza danışarak fibrinojen seviyenizi kontrol ettirebilirsiniz.
Fibrinojen yüksekliği, genetik faktörler, yaş, cinsiyet, obezite, sigara içme, yüksek tansiyon ve diyabet gibi çeşitli faktörlerden kaynaklanabilir. Ayrıca, bazı ilaçlar da fibrinojen seviyelerini yükseltebilir. Bu nedenle, doktorunuzla birlikte bu risk faktörlerini gözden geçirmek önemlidir.
Fibrinojen yüksekliği, kanınızdaki fibrinojen seviyesinin normalden daha yüksek olması anlamına gelir. Bu durum, kan pıhtılarının oluşma riskini arttırabilir ve kalp hastalığı gibi ciddi sağlık sorunlarına neden olabilir. Fibrinojen yüksekliği genellikle belirti vermez ve çoğu zaman rutin bir kan testi sırasında tesadüfen tespit edilir. Ancak, bazı durumlarda aşağıdaki belirtiler görülebilir: aşırı kanama veya kan pıhtılaşması, yorgunluk ve halsizlik, baş ağrısı, nefes darlığı, göğüs ağrısı ve bacaklarda şişme. Fibrinojen yüksekliği genetik faktörler, yaş, cinsiyet, obezite, sigara içme, yüksek tansiyon ve diyabet gibi çeşitli faktörlerden kaynaklanabilir. Ayrıca, bazı ilaçlar da fibrinojen seviyelerini yükseltebilir. Fibrinojen yüksekliği tedavisi, altta yatan nedenlere bağlı olarak değişebilir. Örneğin, eğer yüksek fibrinojen seviyeleriniz genetik bir faktörden kaynaklanıyorsa, tedavi seçenekleri sınırlı olabilir. Ancak, yaşam tarzı değişiklikleri ve ilaçlarla bu durumun kontrol altına alınması mümkündür. Sağlıklı bir diyet ve egzersiz programı, fibrinojen seviyelerini düşürmeye yardımcı olabilir. Özellikle, düşük yağ ve yüksek lif içeren bir diyet, kan pıhtılarının oluşma riskini azaltabilir. Sigara içmeyi bırakmak, yüksek fibrinojen seviyelerine neden olan bir risk faktörünü ortadan kaldırabilir.
Fibrinojen yüksekliği tedavisi, altta yatan nedenlere bağlı olarak değişebilir. Örneğin, eğer yüksek fibrinojen seviyeleriniz genetik bir faktörden kaynaklanıyorsa, tedavi seçenekleri sınırlı olabilir. Ancak, yaşam tarzı değişiklikleri ve ilaçlarla bu durumun kontrol altına alınması mümkündür.
Fibrinojen eksikliği, kandaki fibrinojen seviyesinin normal aralığın altına düşmesi durumudur ve "Faktör 1 Hastalığı" olarak da adlandırılır. Fibrinojen değeri düşük olan bireylerde, vücutta pıhtılaşma mekanizmasının yeterli şekilde çalışmaması nedeniyle kanamalar daha uzun sürebilir ve durdurulması zor olabilir.
Fibrinojen düşüklüğü, genellikle karaciğer hastalıkları ile ilişkilidir. Karaciğerde üretilen bir protein olan fibrinojenin seviyesinin azalması, karaciğer fonksiyon bozukluklarına veya kronik hastalıklara işaret edebilir.
Fibrinojen düşüklüğüne neden olabilecek başlıca faktörler şunlardır:
Aşırı kanamalar ve travmalar
Damar içi pıhtılaşma bozuklukları (DIC - Dissemine İntravasküler Koagülasyon)
Genetik pıhtılaşma bozuklukları
Bazı kanser türleri
Bağışıklık sistemi hastalıkları
Fibrinojen eksikliği olan bireylerde burun kanaması, diş eti kanamaları, cilt altında morarma ve yoğun regl kanamaları gibi belirtiler görülebilir.
Fibrinojen düşüklüğüne neden olan faktörler şunlardır:
Şiddetli kan kaybı
Bozulmuş kan pıhtılaşması
Karaciğer hasarı
Siroz
Akut hepatit
Bazı ilaçların kullanımı
Fibrinojen düşüklüğü yalnızca belirli hastalıklardan veya dış etkenlerden kaynaklanmaz. Fibrinojen eksikliği, farklı tiplerde görülebilir ve bu durum, yapılacak fibrinojen testleri ile belirlenir.
Afibrinojenemi: Kanda fibrinojenin hiç bulunmaması durumu.
Hipofibrinojenemi: Fibrinojen seviyesinin düşük olması ancak tamamen yok olmaması.
Disfibrinojenemi: Fibrinojen miktarının normal seviyede olmasına rağmen fonksiyonunun bozuk olması.
Hipodisfibrinojenemi: Fibrinojen seviyesinin düşük olmasıyla birlikte işlevinin de bozuk olması.
Bu çeşitler arasında en ağır tablo afibrinojenemi olarak kabul edilir çünkü bu durumda kan pıhtılaşması tamamen işlevsiz hale gelir.
Afibrinojenemi, vücutta fibrinojen proteinin tamamen bulunmaması durumudur. Fibrinojenin eksikliği, kanın pıhtılaşmasını engellediği için hastalar şiddetli kanamalarla karşılaşabilir. Bu durum doğuştan gelen bir genetik hastalık olabileceği gibi, sonradan gelişen bazı ciddi hastalıkların da sonucu olabilir.
Afibrinojenemi Belirtileri:
Ciltte kolay morarma
Sık sık burun kanaması
Diş eti kanamaları
Dışkıda veya idrarda kan görülmesi
Kadınlarda aşırı adet kanaması (menoraji)
Doğum sonrası veya cerrahi sonrası uzun süren kanamalar
İç kanama riskinin yüksek olması
Afibrinojenemi Tedavisi:
Afibrinojenemi hastaları, yaşam boyu kanama riski altında olduklarından fibrinojen replasman tedavisi alabilirler. Tedavi sürecinde:
Taze donmuş plazma (TDP) veya kriyopresipitat verilebilir.
Fibrinojen konsantreleri kullanılabilir.
Kanama riski yüksek durumlarda önleyici tedaviler uygulanabilir.
Hastalığın yönetimi için hastaların hematoloji uzmanı kontrolünde düzenli takip edilmesi gerekmektedir.
Hipofibrinojemi, vücutta fibrinojen seviyesinin normalden çok düşük olması durumudur. Tamamen yok olan afibrinojemi ile kıyaslandığında daha hafif seyreden bir durumdur ve genellikle daha az şiddetli kanamalara neden olur.
Hipofibrinojemi Belirtileri:
Kolay morarma
Uzun süren adet kanamaları
Yaralanma sonrası uzun süren kanamalar
Diş eti ve burun kanamaları
Cerrahi sonrası veya doğum sonrası kanama riskinin artması
Hipofibrinojemi Nedenleri:
Genetik geçişli bozukluklar
Karaciğer hastalıkları (siroz, hepatit)
Aşırı kan kaybı
Bazı ilaçların yan etkileri
Hipofibrinojemi Tedavisi:
Hafif vakalarda tedavi gerekmeyebilir.
Ciddi kanama riski olan hastalarda fibrinojen replasman tedavisi uygulanabilir.
Taze donmuş plazma (TDP) veya fibrinojen konsantresi kullanılabilir.
Kanama riski yüksek durumlarda koruyucu tedbirler alınmalıdır.
Bu durumun tanısı ve yönetimi için hastaların düzenli olarak hematoloji uzmanları tarafından takip edilmesi gerekmektedir.
Disfibrinojemi, kandaki fibrinojen seviyelerinin normal veya normale yakın olmasına rağmen, fibrinojen proteinin fonksiyonunun bozulduğu bir pıhtılaşma bozukluğudur. Bu durum, genellikle doğuştan gelen (genetik) bir hastalık olup, fibrinojenin etkin şekilde pıhtı oluşturmamasına neden olur.
Disfibrinojemi Belirtileri:
Küçük kesiklerde veya ameliyat sonrası uzun süren kanamalar
Diş eti ve burun kanamaları
Kadınlarda uzun süren ve yoğun adet kanamaları
Bazı hastalarda aşırı pıhtılaşma eğilimi (Tromboz riski)
Cerrahi operasyon sonrası normalden uzun süren iyileşme süreci
Disfibrinojemi Nedenleri:
Genetik mutasyonlar (kalıtsal geçişli olabilir)
Karaciğer hastalıkları (bazı durumlarda sonradan da gelişebilir)
Fibrinojenin yapısındaki anormallikler
Disfibrinojemi Tedavisi:
Hafif vakalarda genellikle tedavi gerekmeyebilir.
Ciddi kanama riski olan durumlarda fibrinojen replasman tedavisi veya taze donmuş plazma (TDP) verilebilir.
Kanama ve pıhtılaşma riskini dengelemek için bireysel tedavi planı oluşturulmalıdır.
Disfibrinojemi hastaları, kanamalar veya tromboz (pıhtı oluşumu) açısından hematoloji uzmanları tarafından düzenli takip edilmelidir.
Fibrinojen, karaciğer tarafından üretilen ve kanın pıhtılaşmasında önemli rol oynayan bir proteindir. Yaralanma veya kanama durumunda fibrinojen, fibrin adı verilen ağ yapısını oluşturur ve bu ağ, kanamayı durdurarak yara iyileşmesine yardımcı olur.
Fibrinojen testi, kandaki fibrinojen seviyesini ölçen bir kan testidir. Bu test, kanın pıhtılaşma kapasitesini değerlendirmeye ve çeşitli hastalıkların belirlenmesine yardımcı olur.
Fibrinojen yüksekliği, kanda fazla fibrinojen proteini bulunması durumudur. Yüksek fibrinojen seviyesi, kalp krizi, inme, damar tıkanıklığı gibi pıhtılaşma sorunlarına yol açabilir. Aynı zamanda inflamasyon (iltihaplanma) veya enfeksiyon gibi durumlar da yüksek fibrinojen seviyelerine yol açabilir.
Fibrinojen düşüklüğü, kanda yeterli fibrinojen bulunmaması durumudur. Bu, kanın pıhtılaşma kapasitesini etkileyebilir ve yaralanmalarda aşırı kanama riskini artırabilir. Fibrinojen düşüklüğü, karaciğer hastalıkları, kanama bozuklukları veya bazı ilaçların kullanımı gibi durumlardan kaynaklanabilir.
Fibrinojen testi, aşırı kanama, sık burun kanamaları, diş eti kanamaları, vücutta pıhtılaşma problemleri, damar tıkanıklığı riskleri ve karaciğer hastalıkları gibi durumları olan kişilere yapılabilir. Ayrıca, doğrudan pıhtılaşma bozukluğu olan kişilerde de bu test kullanılabilir.
Fibrinojenin normal seviyesi genellikle 200-400 mg/dL arasıdır. Bu değerler laboratuvarlara göre değişiklik gösterebilir, ancak bu aralık genellikle normal kabul edilir.
Fibrinojen yüksekliği tedavisi, yüksek fibrinojen seviyesine neden olan altta yatan duruma bağlıdır. İnflamasyon veya enfeksiyon varsa, bu durum tedavi edilmelidir. Antiinflamatuar tedavi ve gerektiğinde kan sulandırıcı ilaçlar kullanılarak pıhtılaşma riski azaltılabilir.
Fibrinojen düşüklüğü tedavisi, eksik olan fibrinojenin yerine konması ile yapılabilir. Bu genellikle taze donmuş plazma veya fibrinojen konsantresi ile sağlanır. Altta yatan karaciğer hastalıkları veya kanama bozuklukları tedavi edilmelidir.
Fibrinojen testi, şiddetli kanama, sıklıkla burun kanaması, diş eti kanaması, aşırı adet kanamaları gibi durumlar söz konusu olduğunda veya pıhtılaşma bozukluğu şüphesi varsa yapılır. Ayrıca, pıhtılaşma bozukluğu nedeniyle kanama riski taşıyan hastalarda da fibrinojen testi istenebilir.
Fibrinojen testi, kandaki fibrinojen seviyesini ölçen bir testtir ve genellikle aşağıdaki durumlar için yapılır:
Kanama ve Pıhtılaşma Sorunları:
Fibrinojen seviyesi, kanın pıhtılaşma kapasitesini etkileyen önemli bir faktördür. Yüksek fibrinojen seviyesi, kanın pıhtılaşma riskini artırabilir. Düşük fibrinojen seviyesi ise kanın pıhtılaşmasını zorlaştırarak aşırı kanamalara yol açabilir.
Karaciğer Hastalıkları:
Fibrinojen, karaciğer tarafından üretilir. Karaciğer fonksiyon bozuklukları (örneğin siroz veya akut hepatit) durumunda fibrinojen seviyesi düşebilir.
İltihaplanma ve Enfeksiyonlar:
İltihaplanma durumunda (örneğin enfeksiyon, travma veya yanıklar) fibrinojen seviyesi artabilir. Fibrinojenin yükselmesi vücutta bir enflamasyon belirtisi olabilir.
Pıhtılaşma Bozuklukları:
Fibrinojen seviyesi, pıhtılaşma bozukluklarının tespit edilmesinde kullanılır. Hem pıhtılaşma hem de aşırı kanama sorunlarının anlaşılmasına yardımcı olur.
Kardiyovasküler Hastalıklar:
Yüksek fibrinojen seviyeleri, kalp krizi, inme gibi kardiyovasküler hastalıkların riskini artırabilir. Bu nedenle, bu tür hastalıkların riskini değerlendirmek için fibrinojen testi yapılabilir.
Damar Tıkanıklıkları ve Tromboz:
Fibrinojen, damar tıkanıklıkları ve pıhtılaşma sorunlarına neden olabilecek bir proteindir. Fibrinojen testi, bu tür durumların risklerini değerlendirmek için kullanılır.
Bu test, kanın pıhtılaşma kapasitesinin anlaşılmasına yardımcı olur ve farklı sağlık sorunlarının işaretlerini verebilir.
Fibrinojen seviyesinin yükselmesine neden olabilecek durumlar şunlardır:
İltihaplanma:
Vücutta iltihaplanma meydana geldiğinde (örneğin enfeksiyon, romatizmal hastalıklar, eklem iltihapları), fibrinojen seviyesi artabilir. Bu durum, fibrinojenin vücutta bir "iltihap belirtisi" olarak görev yapmasına neden olur.
Sigara Tüketimi:
Sigara içmek, vücutta enflamasyonu artırarak fibrinojen seviyelerinin yükselmesine yol açabilir. Sigara, damarları daraltan ve pıhtılaşma riskini artıran bir faktördür.
Hamilelik:
Hamilelik sırasında fibrinojen seviyesi doğal olarak artar. Bu, vücudun doğum sırasında kanama riskine karşı korunmasına yardımcı olur.
Böbrek Zayıflığı:
Böbrek hastalıkları, özellikle kronik böbrek yetmezliği, vücuttaki fibrinojen seviyesinin artmasına yol açabilir. Böbreklerin düzgün çalışmaması, fibrinojenin üretiminde artışa neden olabilir.
Tümörler ve Kanser:
Bazı tümörler, özellikle kanserli hastalıklar, vücutta fibrinojen seviyesinin artmasına yol açabilir. Kanser tedavisi gören hastalarda, kanserin türüne bağlı olarak bu artış gözlemlenebilir.
Şeker Hastalığı (Diyabet):
Şeker hastalığı, vücutta iltihaplanmayı artırabilir ve bu da fibrinojen seviyelerinin yükselmesine neden olabilir.
Travma ve Yanıklar:
Fiziksel travmalar veya ciddi yanıklar sonrasında vücutta meydana gelen iyileşme süreçleri fibrinojen seviyesini artırabilir.
Kardiyovasküler Hastalıklar:
Fibrinojen seviyesi, kalp hastalıkları, inme ve damar tıkanıklığı gibi kardiyovasküler hastalıkların risk faktörü olabilir.
Bu durumlar, fibrinojen seviyesinin yükselmesine ve pıhtılaşma ile ilgili sağlık sorunlarına yol açabilir.
Fibrin, kan pıhtılaşma sürecinde önemli bir rol oynayan bir proteindir. Kan damarlarında bir yaralanma meydana geldiğinde, vücut kanamanın durdurulabilmesi için pıhtılaşma mekanizmalarını devreye sokar. Fibrin, pıhtılaşma sırasında fibrinojen adı verilen bir proteinin aktif hale gelmesiyle ortaya çıkar. Fibrinojen, kanın pıhtılaşmasını sağlamak amacıyla, kan damarlarındaki yaralanma bölgesine yapışarak bir ağ yapısı oluşturur. Bu ağ, kanın pıhtılaşmasını sağlayarak kan kaybını engeller ve yaraların iyileşmesine yardımcı olur. Fibrin, aynı zamanda yara iyileşme sürecinde de önemli bir bileşendir.
Fibrinojen testinin genellikle bilinen ciddi bir yan etkisi yoktur. Ancak, test sırasında kullanılan kan örneği alınması için iğne batırıldığında, bazı kişilerde şu hafif yan etkiler görülebilir:
Ağrı veya morarma: Kan örneği alınan bölgede hafif bir ağrı veya morarma olabilir.
Baş dönmesi: Nadiren, bazı kişilerde kan alımı sırasında baş dönmesi yaşanabilir.
Bu yan etkiler genellikle geçici olup, kişinin günlük yaşamını olumsuz etkilemez ve kısa süre içinde kendiliğinden geçer.
Lütfen size ulaşabilmek için aşağıdaki alanları doldurunuz
7/24 tüm soru ve sorunlarınız için buradayız.