Deri hastalıkları, ciltte meydana gelen enfeksiyonlar, iltihaplanmalar, alerjik reaksiyonlar ya da genetik faktörler nedeniyle oluşan sağlık problemleridir. Deri, vücudun en büyük organı olarak dış ortamla sürekli temas hâlindedir ve bu nedenle birçok dış etken cildi doğrudan etkileyebilir. Güneş ışığı, kimyasal maddeler, bakteriler, mantarlar ve virüsler, deri üzerinde çeşitli hastalıklara neden olabilir.
Cilt hastalıkları, geçici olabileceği gibi kronik (uzun süreli) hale de gelebilir. Tedavi edilmediği takdirde yaşam kalitesini ciddi şekilde etkileyebilir.
Deri hastalıkları genel olarak şu başlıklar altında sınıflandırılır:
Enfeksiyöz deri hastalıkları (bakteriyel, viral, mantar ve paraziter kaynaklı)
Alerjik cilt hastalıkları (egzama, kontakt dermatit)
Genetik kaynaklı deri hastalıkları (balık pulu hastalığı, epidermolizis bülloza)
Tümöral cilt hastalıkları (iyi huylu ve kötü huylu cilt tümörleri)
Fonksiyonel cilt bozuklukları (akne, seboreik dermatit)
Her bir gruptaki hastalık farklı belirtiler gösterdiği gibi tedavi yaklaşımları da birbirinden farklıdır.
Bazı cilt hastalıkları, doğuştan gelen genetik mutasyonlar sonucu gelişir. Örneğin, balık pulu hastalığı (iktiyozis) veya epidermolizis bülloza gibi hastalıklar doğrudan kalıtsal özelliklerle taşınır.
Bakteriler, virüsler, mantarlar ve parazitler, deriye yerleşerek enfeksiyonlara yol açabilir. En yaygın görülen enfeksiyonlar şunlardır:
Mantar enfeksiyonları: Ayak mantarı, kasık mantarı, tırnak mantarı
Bakteriyel enfeksiyonlar: İmpetigo, fronkül (çıban)
Viral enfeksiyonlar: Uçuk (herpes), siğil (HPV)
Alerjen maddelere karşı bağışıklık sisteminin verdiği tepkiler sonucu ciltte döküntü, kaşıntı ve kabarcıklar oluşabilir. Örnekler:
Kontakt dermatit (sabun, deterjan veya nikel gibi metallerle temas)
Bağışıklık sisteminin kendi doku ve hücrelerine saldırması sonucu gelişen cilt hastalıklarıdır. En sık görülenler:
Sedef hastalığı (psoriasis)
Ergenlik dönemi, adet döngüsü, gebelik ve menopoz gibi dönemlerde hormonal değişiklikler ciltte yağ salgısını artırabilir. Bu da:
Akne
Hirsutizm gibi sorunlara yol açabilir.
Yoğun stres altında bağışıklık sistemi zayıflar. Bu da bazı cilt hastalıklarını tetikleyebilir veya alevlendirebilir:
Saçkıran (alopesi areata)
Uzun süreli güneş ışığına maruz kalmak, cilt kanserine, güneş yanıklarına ve lekelere neden olabilir. Özellikle:
Bazal hücreli karsinom
Aktinik keratoz gibi durumlar görülür.
Cilt hastalıklarının belirtileri, hastalığın türüne göre değişse de, bazı yaygın işaretler şunlardır:
Su dolu kabarcıklar
Yaralar ve çatlaklar
Deride renk değişikliği
Kalınlaşma veya kabuklanma
Ciltte ağrı, yanma veya batma hissi
Bu belirtiler hafif olabileceği gibi, ciddi durumlarda yaygın enfeksiyonlara veya kalıcı izlere de yol açabilir.
Deri hastalıkları, çok farklı şekillerde ve şiddetlerde kendini gösterebilir. Kimi zaman sadece kaşıntı ve kızarıklık gibi basit belirtilerle ortaya çıkarken, bazı durumlarda döküntüler, kabarcıklar veya yaralar gelişebilir. İşte en sık rastlanan cilt hastalıkları ve bu hastalıkların belirtileri:
Bağışıklık sisteminin aşırı çalışması sonucu cilt hücrelerinin hızla çoğalmasıyla oluşur. Kırmızı zemin üzerinde beyaz pullu plaklar, sedefin en belirgin özelliğidir. Dirsek, diz ve saçlı deri gibi bölgelerde yaygındır.
Ergenlik döneminde hormonların artışıyla sık görülür. Yağ bezlerinin fazla çalışması ve gözeneklerin tıkanması sonucu oluşur. Siyah nokta, beyaz nokta, iltihaplı sivilce gibi türleri vardır. Yüz, sırt ve göğüs bölgesinde yaygındır.
Kandidiyazis, ayak mantarı (tinea pedis), kasık mantarı ve saç mantarı en yaygın mantar kaynaklı hastalıklardır. Kaşıntı, kızarıklık, pullanma, kötü koku gibi belirtilerle ortaya çıkar. Nemli ortamlar mantarların çoğalması için uygundur.
Alerjik reaksiyonlara bağlı olarak gelişen bir cilt sorunudur. Deride ani gelişen kabarıklıklar (kurdeşen), kaşıntı ve yanma hissi ile kendini belli eder. Besinler, ilaçlar, böcek ısırıkları gibi birçok tetikleyicisi vardır.
Melanin üretiminin durması sonucu ciltte beyaz lekeler oluşur. En sık el, yüz ve boyun gibi güneşe maruz kalan alanlarda görülür. Kalıcıdır, ancak bulaşıcı değildir. Psikolojik olarak etkileyici olabilir.
Herpes virüsü kaynaklıdır. Genellikle ağız çevresinde oluşan içi sıvı dolu kabarcıklar, ağrı ve yanma hissiyle birlikte görülür. Bağışıklık zayıfladığında veya stresli dönemlerde tekrarlayabilir.
HPV virüsünün neden olduğu bulaşıcı cilt hastalığıdır. Elde, ayakta, yüz ve genital bölgede çıkabilir. Deriyle aynı renkte, kabarık ve pürtüklü yapısıyla dikkat çeker.
Bir çeşit parazit olan Sarcoptes scabiei tarafından oluşturulur. Şiddetli kaşıntı (özellikle gece artar) ve ince tünel şeklinde döküntüler tipiktir. Bulaşıcıdır ve aile içinde hızla yayılabilir.
Özellikle orta yaşlı kadınlarda görülen bir durumdur. Yüz bölgesinde kızarıklık, kılcal damar belirginliği, sivilce benzeri kabarcıklar ile karakterizedir. Tetikleyici faktörler arasında stres, sıcak içecekler ve güneş bulunur.
Deri hastalıklarının tanısı, hastalığın türüne, yayılımına ve belirtilerine göre değişebilir. Ancak genel olarak dermatologlar tarafından şu yöntemlerle teşhis konulur:
Cilt hastalıklarının çoğu, gözle yapılan detaylı bir muayene ile tanınabilir. Dermatolog, cilt lezyonlarının şekli, büyüklüğü, rengi, yerleşimi gibi özellikleri değerlendirerek bir ön tanı koyabilir.
Kesin tanı gerektiğinde, ciltteki şüpheli bölgeden küçük bir doku parçası alınarak laboratuvarda incelenir. Biyopsi, özellikle kanser şüphesi olan lezyonlarda ve kronik cilt hastalıklarında sık başvurulan bir yöntemdir.
Kurdeşen, egzama veya kontakt dermatit gibi hastalıklarda, alerji kaynaklarını belirlemek için cilt yama testleri (patch testi) yapılabilir. Böylece hangi maddelere karşı hassasiyet geliştiği saptanabilir.
Bazı otoimmün deri hastalıklarında (örneğin lupus, sedef hastalığı gibi), sistemik nedenleri incelemek amacıyla kan testleri gerekebilir. Enfeksiyonlar ya da bağışıklık sistemi hastalıkları da bu şekilde tespit edilebilir.
Mantar enfeksiyonu, bakteriyel enfeksiyon veya uyuz gibi durumlarda, ilgili bölgeden örnek alınıp mikroskop altında incelenerek tanıya ulaşılır. Özellikle tedaviye dirençli olgularda bu yöntem kullanılır.
Cilt hastalıklarının gelişiminde genetik, çevresel ve bağışıklık sistemiyle ilgili faktörler etkili olabilir. Aşağıda, deri hastalıklarının başlıca nedenleri yer almaktadır:
Genetik yatkınlık: Ailede egzama, sedef gibi hastalıklar varsa bireyde görülme ihtimali artar.
Alerjenlere maruz kalma: Kimyasallar, deterjanlar, parfümler veya bazı gıdalar alerjik cilt reaksiyonlarına yol açabilir.
Zayıf bağışıklık sistemi: Bağışıklık sistemi yeterince güçlü olmadığında, mantar veya virüs gibi enfeksiyonlara karşı direnç azalır.
Stres: Kronik stres, özellikle sedef ve egzama gibi hastalıkları tetikleyebilir.
Hijyen eksikliği veya aşırı hijyen: Cildin doğal bariyerini bozan durumlar, mikroorganizmaların yerleşmesini kolaylaştırır.
Hormonal değişiklikler: Özellikle ergenlik, hamilelik ve menopoz dönemlerinde görülen hormonal dalgalanmalar akne gibi cilt sorunlarını tetikleyebilir.
Çevresel faktörler: Hava kirliliği, güneşe uzun süre maruz kalmak ve mevsim geçişleri bazı cilt rahatsızlıklarını artırabilir.
Tedavi yöntemi, hastalığın türüne ve ciddiyetine göre değişir. Ancak genel olarak aşağıdaki tedavi yaklaşımları uygulanır:
Antibiyotik, antifungal, kortikosteroid veya bağışıklık düzenleyici kremler, egzama, sedef ve mantar hastalıklarında sık kullanılır. Doğrudan cilde uygulanarak lezyonların hafiflemesi sağlanır.
İleri düzey ya da yaygın cilt hastalıklarında sistemik ilaçlar gerekebilir. Antibiyotikler, antiviral ilaçlar, bağışıklık düzenleyiciler, antihistaminikler sıkça kullanılır.
Sedef hastalığı, vitiligo ve bazı egzamalar için ultraviyole ışınlarıyla uygulanan bu yöntem, hücre yenilenmesini düzenleyerek belirtileri hafifletir.
Siğil, cilt kanseri, büyük kistler veya kötü huylu lezyonlarda cerrahi tedavi gerekebilir. Doku alınarak patolojik inceleme yapılabilir.
Probiyotikler, vitamin destekleri, cilt bakım ürünleri gibi yöntemlerle cilt bariyerinin güçlendirilmesi hedeflenir.
Cilt hastalıklarından korunmak ya da mevcut rahatsızlıkları hafifletmek için günlük hayatta şu önlemleri almak önemlidir:
Cilt tipine uygun nemlendirici ürünler kullanın.
Güneşten koruyucu (SPF) krem kullanmayı alışkanlık haline getirin.
Cildinizi tahriş edecek kimyasal maddelerden uzak durun.
Alerjenleri tespit edin ve temasınızı sınırlayın.
Bol su tüketin ve dengeli beslenin.
Stresle baş etme yollarını öğrenin (meditasyon, spor vb.).
Cilt sorunları başladığında zaman kaybetmeden dermatoloğa başvurun.
Hastalığın türüne göre değişir. Mantar enfeksiyonları veya alerjik döküntüler tedaviyle tamamen geçebilirken, sedef veya vitiligo gibi kronik hastalıklar sadece kontrol altına alınabilir.
Geçmeyen döküntüler, şiddetli kaşıntı, kanayan lezyonlar, hızla büyüyen cilt değişiklikleri varsa mutlaka bir dermatoloğa başvurulmalıdır.
Evet. Özellikle yüz bölgesinde görülen ya da sosyal hayatı etkileyen cilt rahatsızlıkları, depresyon ve özgüven kaybına neden olabilir. Psikolojik destek de tedaviye eklenebilir.
A Life Sağlık Grubu, modern teknolojik altyapısı ve uzman dermatolog kadrosuyla cilt hastalıklarının tanı ve tedavisinde öncüdür. Hastalarımıza özel tanı yöntemleri ve kişiselleştirilmiş tedavi planları ile hizmet sunuyoruz. Gerekirse laboratuvar ve biyopsi desteğiyle tanıyı netleştirip, en doğru tedavi yaklaşımını belirliyoruz.
7/24 acil servisimiz, online randevu sistemimiz, sigorta anlaşmalarımız ve konforlu hasta odalarımızla, dermatoloji alanında da hasta memnuniyetini en üst seviyede tutuyoruz.
Lütfen size ulaşabilmek için aşağıdaki alanları doldurunuz
7/24 tüm soru ve sorunlarınız için buradayız.