Kemik Kanseri Belirtileri

Kemik kanseri, kemik dokusunda başlayan nadir bir kanser türüdür. Çocuklarda ve genç yetişkinlerde daha sık görülmekle birlikte, her yaşta ortaya çıkabilir. Kemik kanseri, genellikle kemiklerde ağrı, şişlik ve hassasiyet gibi belirtilere neden olur. Erken teşhis ve tedavi, kemik kanserinde yaşam süresini ve yaşam kalitesini iyileştirmek için kritik öneme sahiptir. Bu nedenle, kemik kanseri belirtilerini tanımak ve şüpheli durumlarda bir doktora başvurmak hayati önem taşır. A Life Sağlık Grubu olarak hazırladığımız bu kapsamlı rehberde, kemik kanseri belirtilerini detaylı bir şekilde ele alacak, erken tanı ve korunma yolları hakkında bilgi vereceğiz.

Kemik kanseri, kemik hücrelerinin kontrolsüz bir şekilde çoğalması sonucu ortaya çıkan bir hastalıktır. Bu hücreler zamanla tümör adı verilen bir kitle oluşturabilir. Kemik kanseri, vücudun herhangi bir kemiğinde gelişebilir, ancak en sık kol ve bacak kemiklerinde görülür. Kemik kanserinin iki ana türü vardır:

• Primer Kemik Kanseri: Kanser, doğrudan kemik hücrelerinde başlar. En sık görülen primer kemik kanseri türleri osteosarkom, Ewing sarkomu ve kondrosarkomdur.
• Sekonder Kemik Kanseri: Kanser, vücudun başka bir bölgesinde başlar (meme, prostat, akciğer gibi) ve kemiklere yayılır (metastaz yapar).

Kemik kanseri, erken teşhis ve tedavi edilmezse, kemiklerin zayıflamasına ve kırılmasına, ağrıya ve diğer sağlık sorunlarına neden olabilir.

Kemik kanserinin belirtileri, kanserin türüne, evresine ve yerleşim yerine bağlı olarak değişebilir. Ancak, en yaygın belirti kemik ağrısıdır. Kemik kanserinin diğer belirtileri şunlardır:

• Kemik kanserinin en yaygın belirtisidir. Ağrı, etkilenen kemiğin üzerinde veya çevresinde hissedilir.
• Ağrı, başlangıçta hafif ve aralıklı olabilir, ancak zamanla şiddetlenir ve sürekli hale gelebilir.
• Ağrı, geceleri veya aktivite sonrası daha kötü olabilir.
• Örnek: 15 yaşında bir erkek çocuk, diz bölgesinde ağrı şikayetiyle doktora başvurur. Ağrı, son birkaç haftadır giderek artmıştır ve geceleri çocuğu uykusundan uyandırmaktadır.

• Etkilenen kemiğin üzerinde veya çevresinde şişlik görülebilir.
• Şişlik, ağrılı veya ağrısız olabilir.
• Örnek: 20 yaşında bir kadın, kolunda bir şişlik fark eder. Şişlik ağrısızdır ve son birkaç ayda yavaşça büyümüştür.

• Etkilenen kemik dokunulduğunda hassas olabilir.
• Örnek: 30 yaşında bir erkek, kaburgalarında hassasiyet şikayetiyle doktora başvurur. Kaburgalarına dokunulduğunda ağrı hissetmektedir.

• Kemik kanseri, eklemlere yakın yerlerde gelişirse, hareket kısıtlılığına neden olabilir.
• Örnek: 40 yaşında bir kadın, kalça kemiğinde bir tümör nedeniyle kalçasını hareket ettirmekte zorlanmaktadır.

• Kemik kanseri, kemikleri zayıflatarak kırılma riskini artırabilir. Kırık, düşme veya darbe gibi küçük bir travma sonrasında bile oluşabilir.
• Örnek: 50 yaşında bir erkek, merdivenlerden düştükten sonra kolunda kırık oluşur. Yapılan tetkikler sonucunda, kırığın olduğu bölgede bir kemik tümörü tespit edilir.

• Ateş
• Kilo kaybı
• Halsizlik ve yorgunluk
• Anemi (kansızlık)

• Yaş: Kemik kanseri, çocuklarda ve genç yetişkinlerde daha sık görülür. Osteosarkom ve Ewing sarkomu genellikle 10-20 yaş arasında görülürken, kondrosarkom daha ileri yaşlarda görülür.
• Boy: Uzun boylu olmak, osteosarkom riski ile ilişkilidir.
• Genetik Faktörler: Bazı genetik sendromlar (Li-Fraumeni sendromu, Retinoblastoma gibi) kemik kanseri riskini artırabilir.
• Radyasyona Maruz Kalma: Daha önce radyoterapi almış olmak, kemik kanseri riskini artırabilir.
• Paget Hastalığı: Kemiklerin anormal şekilde yeniden yapılanması ile karakterize bir hastalıktır ve kemik kanseri riskini artırabilir.

Kemik kanseri nadir görülen bir kanser türü olduğu için, korunma yolları tam olarak bilinmemektedir. Ancak, aşağıdaki öneriler riski azaltmaya yardımcı olabilir:

• Sağlıklı Beslenin: Kalsiyum ve D vitamini açısından zengin bir diyet uygulayın. Bu besinler, kemik sağlığını korumaya yardımcı olur.
• Düzenli Egzersiz Yapın: Ağırlık taşıyan egzersizler (yürüyüş, koşu, dans gibi), kemik yoğunluğunu artırmaya ve kemik sağlığını korumaya yardımcı olur.
• Radyasyona Maruz Kalmaktan Kaçının: Gereksiz röntgen çekimlerinden ve diğer radyasyon kaynaklarından kaçının.

Kemik kanserinin teşhisinde kullanılan yöntemler şunlardır:

• Fizik Muayene: Doktorunuz, etkilenen bölgeyi muayene ederek ağrı, şişlik, hassasiyet ve hareket kısıtlılığı gibi belirtileri değerlendirecektir. Ayrıca, bölgedeki lenf bezlerini de kontrol edecektir.
• Görüntüleme Testleri:
  • Röntgen: Kemik kanserinin teşhisinde ilk adım olarak röntgen çekilir. Röntgen, kemiklerdeki anormallikleri göstermeye yardımcı olabilir.
  • Bilgisayarlı Tomografi (BT): Kemik kanserinin yerini, boyutunu ve yayılımını değerlendirmek için kullanılan bir yöntemdir.
  • Manyetik Rezonans Görüntüleme (MR): Kemik kanserinin daha detaylı görüntülerini elde etmek için kullanılan bir yöntemdir. MR, kemik iliği, kaslar, sinirler ve kan damarları gibi çevre dokuların da görüntülenmesini sağlar.
  • Kemik Sintigrafisi: Radyoaktif madde kullanılarak kemiklerdeki anormal aktiviteyi görüntülemek için kullanılan bir yöntemdir.
  • Pozitron Emisyon Tomografisi (PET): Kanser hücrelerinin metabolik aktivitesini görüntülemek için kullanılan bir yöntemdir. Kemik kanserinin yayılımını ve tedaviye yanıtını değerlendirmek için faydalı olabilir.
• Biyopsi: Şüpheli dokudan küçük bir örnek alınarak mikroskop altında incelenmesi işlemidir. Biyopsi, kanserin kesin tanısı için gereklidir. Farklı biyopsi yöntemleri vardır:
  • İnce iğne aspirasyon biyopsisi: İnce bir iğne ile kemikten hücre örneği alınır.
  • Kalın iğne biyopsisi: Kalın bir iğne ile kemikten doku örneği alınır.
  • Açık biyopsi: Cerrahi bir işlemle kemikten doku örneği alınır.

Kemik kanseri tedavisi, kanserin türüne, evresine, yerleşim yerine ve hastanın genel sağlık durumuna bağlı olarak değişir. Tedavi seçenekleri arasında şunlar bulunur:

• Cerrahi: Kemik kanserinin en yaygın tedavi yöntemidir. Cerrahi işlemle tümör çıkarılır ve çevre dokularda kanser hücrelerinin yayılmasını önlemek amacıyla geniş bir doku alınır. Cerrahi sonrası kemoterapi veya radyoterapi gibi ek tedavi yöntemleri de uygulanabilir.
• Kemoterapi: Kanser hücrelerini yok etmek için ilaçlar kullanılır. Kemoterapi, cerrahi öncesi (neoadjuvan kemoterapi) veya sonrası (adjuvan kemoterapi) uygulanabilir.
• Radyoterapi: Kanser hücrelerini yok etmek için yüksek enerjili ışınlar kullanılır. Cerrahi öncesi veya sonrası tümör boyutunu küçültmek, kanserin tekrarlama riskini azaltmak veya belirtileri hafifletmek için kullanılabilir.
• Hedefli tedavi: Kanser hücrelerindeki spesifik molekülleri hedef alarak onları yok eder veya büyümelerini engeller.
• İmmünoterapi: Vücudun bağışıklık sistemini güçlendirerek kanser hücreleriyle savaşmasını sağlar.

Kemik kanseri tedavisi sonrası, düzenli kontroller ve takip çok önemlidir. Tedavi sonrası yaşam, kanserin türüne, evresine ve tedavi türüne bağlı olarak değişebilir. Bazı hastalar tedavi sonrası tamamen iyileşirken, bazılarında kanser tekrarlayabilir veya yayılabilir. Bu nedenle, düzenli kontroller ve takip hayati önem taşır.

• Kalsiyum ve D Vitamini Alımına Dikkat Edin: Kalsiyum ve D vitamini, kemik sağlığını korumak için önemlidir. Süt ve süt ürünleri, yeşil yapraklı sebzeler ve balık gibi kalsiyum açısından zengin gıdalar tüketin. Güneş ışığına çıkarak veya D vitamini takviyeleri alarak D vitamini alabilirsiniz.
• Güneş Işığından Faydalanın: Güneş ışığı, vücutta D vitamini üretimine yardımcı olur. Ancak, güneş yanığından kaçınmak için güneş koruyucu kullanmayı unutmayın.
• Sigara İçmeyin: Sigara içmek, kemik yoğunluğunu azaltır ve kemik sağlığını olumsuz etkiler.
• Aşırı Alkol Tüketiminden Kaçının: Aşırı alkol tüketimi, kemik kaybına neden olabilir.

A Life Sağlık Grubu olarak, deneyimli onkoloji ve ortopedi uzmanlarımız ve ileri teknoloji ile donatılmış kanser tedavi merkezimizle kemik kanseri teşhisi ve tedavisinde size yardımcı olabiliriz. Kemik kanseri veya diğer sağlık sorunlarıyla ilgili endişeleriniz varsa, lütfen bizimle iletişime geçin.

Not: Bu makale, genel bilgi amaçlıdır ve tıbbi tavsiye yerine geçmez. Kemik kanseri veya diğer sağlık sorunlarıyla ilgili endişeleriniz varsa, lütfen bir sağlık uzmanına danışın.